Süreyya

Ben her sene;
Gençlikten bir rütbe düşüyorum
Süreyya Ay'a!
Ben "umut" kadar sevdim diyorum;
Süreyya; baya...

"Zindandaki hürriyetsin" yok, yok hayır
"Zindan da bir hürriyetin düşüsün" diyorum
"Allah korusun" diyor süreyya
Zindandaki adamın hürriyet aşkını bilmiyor ya;
Seviyor;
Süreyya, güya...

Ben her gece;
İki hece yaşıyorum, süreyya'ya nazır
Süreyya'yı alıyorum omuz dibime
Açılıyor zindan da o an pencere;
İşte o an, bir zamanların Türk Denizinde
Son model bir İngiliz yatı yüzüyor;
Ben şiirler gülüyorum, o an
İki saniye farkla Süreyya gülüyor...
Ben süreyya'yı öpüyoru... hayır olmuyor, öpemiyorum
O an bir şeyler düşüyor yatın arkasına
Ben uzanıp dokunuyorum;
Ters gidiyor...

Yani
Olmayınca;
Olmuyor, doktor
Ne vakit;
Bir pazar kahvaltısı gibi; öpsem Süreyya'yı
Dudaklarım;
Paslı bir demirin üstünde uyanıyor...

Ben bir rüyayı yaşıyorum diyorum
Zindan süreyyayı
Süreyya bensiz bir zindanı yaşıyor
Ben zindansız Süreyya'yı...

Ah Süreyya diyorum
Ah!
Şu güzelim rüyadan bile
Uyandığım sabah;
Yaktı Türk Denizindeki yatımızı
Kahpe izmarit...

Oysa her şey olurdu
Olurdu;
Geceleri saymazsak hala,
Sevdalar eşit...