Sürgün
Bu sürgünden önce
Gözlerinde başlardı gece
Yarım kalmış şiirlerde biterdi
Yüreğimizde bilenen bir kör bıçaktı zaman
Susardın,sen sustukça
Yağmur yağardı
Ve sonra ağlardık
Yatağından sıkılan ırmaktım belki
Ergen yürekli antropoz gibi
Kahpe aşklarda savurdum kendimi gökyüzüne
Ve bir göçe koyuldum benden bana
Bir gölgem kaldı bana sadık
Yalıtılmış hicrân
Yol arkadaşım
Gözlerinde susuyor bütün dizeler
Gülüşünde eriyor zaman
Ay ışığı damıtıyor gözbebeklerim
Mecalsiz kalbime
İlaç niyetine
Bahtımın takâti yok
Adressizim artık bir rüzgâr gibi
Tüm şehirler,tüm sokaklar benim
Cinayetlerin işlendiği kuytuluklar
Mezarlıklar benim
Bir aşk daha intihar ediyor gözbebeklerinde
Attığımız her çığlık
Sesli ya da sessiz
Şiirdir biraz
Ay ışığında yıkanmış bir dize kuşan
Teslim al geceyi
Bir selam gönder bana
Bir şafak kızıllığı ise halâ adresim
Şimdi cilveli bir fahişe gibi zaman
Ecelimi taşıyor kucağında
Ben yaramı sevdim
Aşksa aşk işte kalbim
Bütün sağanaklara hazırım
İster cehennemi aç, ister baharı getir
Her vurguna hazırım, alışığım pusulara
İyi de
Bu nasıl sürgün?
Bir masaldan aldığım renklerimi
Aldın götürdün