Sürrealist Aşkındalık Gözdüşümleri

Kahve diyarlarına göç ettiğim sıra
konaklayıp daha sonra
sana aşık olacağım yerin
iki sandalye boyu güney uzağına...

Yine güneyde kalacak
yüzünün görebildiğim kısmı...
tahminim güneyli olduğuna
Yüzün duruyor Hatay vari,
hep denize dalma edasında
Hani bıraksam Cebelitarık'ı delip
okyanusta kaybolacak gibi...

Önümde düzlemsel silindirik masa
İşaret parmağım şifrelemeler derdinde
Arşimet spiraline inat tersine dönüyor
Dıştan içe gittikçe büyüyor
içselleştirilmiş onca
nero tektonik tinsel kırılmalarım...
Ruhum tekrar şekilleniyor bu kıvrımlarda
içgücünü fikir göçüne devşiriyor.

Kuantuma sövesim geliyor hep,
Hangi zihinsel fısıldaşmamda
senin dedikodunu yapsam
paralel evrenimiz kesişiyor,
aynı anda
aynı yönde
karıştırdığımız çaylar, cabası...
imkansız diye fizikçilerin söylediği
işte böyle somutluk, kısmen soyut vari...
Tanrının sen sanatına, dikine durdukça,
sonsuzluğa uzuyor bakışların,
yanağına çakılı kalırım bu yüzlen
Çalık, çarpık bakmalarım bu yüzden

Geçmiş olsun dedi
ağzımın derinliklerindeki kurabiye
daha sonra adına, ismini vereceğim
bana has, yepyeni, şifa kapışı için...
imkansızlığın devamında
kurabiyeler dile geliyor teker teker
sonra dilin üstünden kayıp giderek
kalbe giden yolda raks ediyor
Tıpkı ilerdeki bir zaman diliminde
ıslanmış asfalt üstünden
kayıp gideceğin gibi...
Ayakkabının kaymasına kızıp
terk etmiştin önceki evrende
Bu kadar basitti, inan!
Dalmayı bıraksan, anlatacaktım her şeyi...

Aşkındalık keyfini keşfettiğimde
Kalbe giden yolda vakit doyuruyordum
Kurabiye ile espressonun
cilveleşmesine daldı gözüm,
imrenmedim desem kafein çarpar!
Yine bir tanesinin kıyımına denk
kurabiye üstü parça tesirli
arpacık çikolataların arasında
Yedirme cambazı diye/ tetik durdu
seni işaretten vazgeçmeyen parmağım..
Ağzım açıklığından değildi şikayetçi
kalbimdeki boşluktan cereyan ediyordu
Güney sahillerinden taşıdığın
yanak rüzgarların...
Bilincim şaşkınlığa alışıyordu
güzelliğinin verdiği
alıştığım şaşkınlığına...
nasıl bu kadar çabuk alıştım?
diye şaşkınlaşıyordum...

Tanrı olsam, seni
tüm güzelliklerden sonra yaratırdım
emin olabilmek için
hepsinden daha güzel olduğuna...
Lakin değilim işte,
kahvene kattığın şeker bile olamıyorum
yaşadığın evrende herhangi bir kesit
ve hatta herhangi bir sevdanın
yüreğindeki izdüşümü, tek nokta...
bile var ettiremiyorum
Kendimi...

Şükranlarım var yine de
seni yaratan tanrıya,
sonsuz kere
Niyetimi biliyordu ki
gözlerime serdi güney cepheni
ve tanrıyken baktığım
güzelliği
artık hatırlıyorum...

Sen öyle güzel yanaklı, iken
Sevmekten gayrı neyim olur ki
Yoksa!
tanrın olmak hayalini
nasıl cüret edebilirdim?
ve işte
güneyinden gözdüşümler
ya her şeyi görsem..
ya sahip olsam...
bir düşün,

A n l ı y o r musun?

22-24 Şubat 2014

24 Şubat 2014 98 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (3)
  • 10 yıl önce

    İlginize ve güzel kelamınıza

    Çok teşekkürler, Sn. Şiir Perileri 😊

  • 10 yıl önce

    şiirinizden sonra kahveyle fincana baktım kaçınılmaz olarak 😆 bir kez daha okudum kutluyorum harika bir şiirdi 👍 saygıyla...

  • 10 yıl önce

    Aşkındalık keyfini keşfettiğimde Kalbe giden yolda vakit doyuruyordum

    tebrik ederim Ali şairim...👍