Sürüncemeler (1)
Vurmuşum kendimi egenin lirik kıyılarına, ibriklideyim
Keyifler tıkırında
Hayat geldi kıvamına
Küpeştemi yaladıkça dalgalar
Anlamıyorum zamanı
Pervane oluyor yelkovan
Sallanan rakı masamda
Gözlerim afiştenin yakamoz oynaşmalarında
Ritmini tutturmuşum mırıldanıyorum onunla
Rebetiko yaklaşımlarında şarkılar
Aşk dansöz gibi, kıvrandıkça kıvranıyor masamda
Alkolun düşdükçe dibine anksiyete oldum gözlerde
Muhatahsız bir hitap gibi geldim kimine
Sakinin gözüne sokarım boş kalmışsa kadehim de
Şişelerin dibine vurmuş hayatlardan kime ne
Nispet yapar gibi lombozdan bakıyorum yıldızlara
Bir çift göz izler mi beni orada
Bu kaçak sürgün yemiş, şıllık aşklardan
Sevgisiz sevişmelerinin iniltileri kaydediliyor mu amel defterime
Aisa bile hesap tutmakta zorlanır herhalde
Cehennem ateşine ne gerek
Sevdanın ateşine çıra oldum diye
Flu gecelerin içlerinden kırık namelerde sevda
Rüzgar uğuldadıkça İstanbul çağırır çığlıklarında
Meğerse siyahın içindeymiş sevdanın renkleri
Hepsini bindirince üst üste oldu kap kara
Kanayan bir yarasın içimdeki bozgunda
Her gece yeni bir hüznü alıyorum yanıma
Zaman yelkovanı kovaladıkça akrebin zehri kuruluyor acıya
Her saat başı hatırlat diye kendini bana
Zaman yelkovanı kovaladıkça akrebin zehri kuruluyor acıya Her saat başı hatırlat diye kendini bana
yazamıyorum yorumumu kelimeler bulamıyorum bulmamadığım kelimelerle anlaşıldığımı düşünüyorum abilerin tatlısı.
sevgilerimle.
can yakan aşklara senfoni gibi velhasıl söylenecek söz yok herzamanki gibi eline sağlık simge sur
insanı bulunduğu yerden alıp götüren bir tarzınız var... Ben özellikle bu şiiri okurken böyle hissettim... Zaten en sevdiğim şiirlerde bana kendime uzaktan bakma şansı tanıyanlarıdır. Buda onlardan biri teşekkürler...