Suskun Kalplerin Bekleştiği Han
Uzak diyarlardan gelen bir kervan
Son durağında sönük kandiller
Suskun kalplerin bekleştiği han
Yorgun kervancı yorgun develer
Kervanın ortasında bir taht-ı revan
Siyah inci bir kolyesiyle tüller ardında
Mağrur bakışlı bir kız belki de sultan
İniyor gökten yere tâcı başında
Bir genç atılıp önüne civan mı civan
Eğilip Isfahan halısını seriyor yere
Narin bilekleri sultanın kıvrılırken o an
Kaldırıp başını bakmıyor bile
Ateşler yanıyor kesif bir duman
İniyor gözlere bir perde gibi
Okçular sarıyor etrafı heman
Bir cellat geçiyor elinde ipi
Başlar öne eğik geçmiyor zaman
Suskun sipahilerin atları bile
Sultan geçiyor han kapısından
Baş eğiyor kapının kanatları bile
Ateşler yanıyor kesif bir duman İniyor gözlere bir perde gibi Okçular sarıyor etrafı heman Bir cellat geçiyor elinde ipi🙂🙂
güzeldi kutlarımmmmmm👍👍👍
👍bu şiiri sevdim.kaleminize sağlık.