Susuyorsun Ve Gidiyorsun
Susuyorsun..
Gözlerine bırakıyorsun bu defa bu ağır yükü.
Dilin varmıyor söylemeye, o cennet işlemeli gözlerine yüklüyorsun her şeyi.
Ölümü, boşluğu, yalnızlığı..
Bir paçavra gibi fırlatıyor yalnızlığın soğuk kollarına, gözlerin beni..
Oysa ben sende öğrenmiştim yaşama tutunmayı.
Hayaller kurmayı mesela..
Ya da kelebek ömrü misali mutlulukları..
Öğrettiklerinin hiç'liğinde boğuyorsun,
Kırk yıllık hatır saydığım kahve gözlerini..
Anlatmak istediğini anlamamak için çabalarken,
O henüz öpmeye kıyamadığım dudakların alıyor silahı.
Dudaklarının arasından süzülen o kezzap misali beş harf,
Yüreğime serpiliyor ukte ukte..
"Bitti.."
Aramızdaki "aşk" sandığım bağı,
Bir bıçak gibi kesiyor gözlerin..
Ve.. Gidiyorsun..
Bir boşluğa düşüyor benliğim.
Seni hatırlayacağım kare "sırtını dönüp gidişin" değil,
"Bebeğimizi ilk kucağına alışın" olmalıydı sevgili !
Lakin,
Yaşadıklarımızın hiç birinden pişmanlık duymuyorum.
Aksine teşekkür ederim bana kattıkların için..
Peki,
Her şeyi öğreten sevgilim;
Yokluğunu neden öğretmedin?