Talan
dursun dönmessin dünya
ay almassın semada yerini
geceler karadan giyinsin
gelinliğini
şafak sökmesin artik
bir şehir uyanır uykusundan
çırıl çıplak
gündüzüne mahcup sokaklar taşır
güneş üstüne üstüne taşır kendini
aynasına insanın............
göç ederken yüreklerden kaygılar
umursamaz tavırlar yüklenir insaflarda
uzanmayan eller derdine düşmüş paranın
mahmur gözlere yasal talanlar çizilmiş penbeden
bir şehir paylaşılır......................
ziyafet sofrasına çakallar üşüşür
ve sen ben biz kilit vurmalıyız dilimize
görmemeliyiz duymamalıyız
yasaktır /soru sormamalıyız
celadın kılıcında uçuşur yarını
bu şehrin...........
idama mahkum bu kaçıncı
geleceyim bu kaçıncı umudum
tebrikler...
sevgiler.
bir şehir uyanır uykusundan çırıl çıplak gündüzüne mahcup sokaklar taşır güneş üstüne üstüne taşır kendini aynasına insanın............
çok güzel anlatmışsın arkadaşım ve ''TALAN,, düzenin ta kendisi değilmi
tebriklerim çokça
kutlu/yorum👍👍👧👧
Gecenin itirafları başımda kağıt küllerine dönünce sabahın zifirini yıkarım saçlarımda ve gelinciğim kırmızı kadar sıcak renkli ayrılık kadar soğuk denlidir.
diye başlayan aynı başlıklı şiirim geldi aklıma ama üstat sen çok daha güzelini yazmışsın.
kutlarım.👍👍👍