Tanımını Arayan Yaşartı
..biliyor olsaydı beni
yolun çok ince bir tanım istediğini
tümceler bu denli ürkütücü olmasaydı
ve fakat
kapkara yüklerin aydınlığın üzerine bıraktığı
dipdiri bir hatırlatma zamanına denk olsaydı
bu yaşartı tanımını bulacaktı
yaşlı göl her fırsatta mezarına yönelip yönelip 
kuraklığının yankısını çatlaklarında duymayacaktı
yollar köprülerini kurup kurup 
bir buğu kendini mutlak dağlarından aşırtacaktı 
beni diyordu ki 
bu yaşartı uykusuna mahkum bir sükunun kesreti
döngüsü sınırlarına mıhlanmış bir duman altı dağından
belki kanıksamıştı kendini
karga görmemiş bir korkuluk gibi savaşçı
bilmiyordu ve fakat
kıvranan toprakların diriliş özlemi neyeydi
kimeydi bu yaşartı 
sanmıyordu kırıcılarının geleceğini birazdan 
özlemine durmuş ağaçlar cevizlerine
bilmiyordu hiçbir gök zamanının 
terbiyecisiz bırakmadığını dünyasını
hiçbir anında
kendini derinliğe çeken tek ve en önemli şeyin 
nemi olduğunu biliyor olsaydı

