Tarihten Türklüğe Son Ders Çatal Kazık
Çoğaldılar, yurtluğa sığmadı sayıları,
Batıya göç diledi, Hazar'dan doğuları.
İki göl arasında yığışıp kaldılar da,
İki deniz aradı, Oğuz "Yapagu"ları.
Koptu yaylardan oklar kutlu fetihler için,
Meydanlarda baş eğdi, en güçlü yağıları.
Yıl, asır kovaladı, böyle uğraş vererek,
Nice "devletlü" oldu, Kınığı, Kayıları.
Aç budun doyuyordu, çıplak giyiniyordu,
Acun güvencesiydi, Türk'ün sağ-duyuları.
Çin'den Dalmaçya'ya dek, "ortaklar"ın kervanı,
Rahatça taşıyordu, ipekli boğuları.
Ne zaman ki, el aldı "dönme"si, "devşirme"si,
Fitne-fesada kardı, levanten koğuları...
Medrese de yozlaştı hipnoz öğretilerle,
Diplomalı câhile dönüştü çoğuları...
"Saray"ı ustalıkla çevreleyen "koza"lar,
Kelleyle doldurdular, derin kör kuyuları...
Çifti bozulan Türkmen, kargaşaya zorlandı,
"Büyük kaçgunluk" sardı, içleri, kıyıları...
Devlet kuran atanın soyu-sopu horlandı;
Özgüveni çürüttü, dış-güdüm dayıları...
Ölümcül gafletlerle bozuldu da, "il", "töre",
Kanımıza aş-erdi, yabanın ayıları...
Kuzu çimensiz kaldı, çağalar garip, yetim,
Asıl azdı, tuz koktu... Kırdık bukağıları.
Geçmişten günümüze nice dersler var amma,
Yine de yemekteyiz, bal diye, ağuları...
yaşa yusufbey,harika bir şiir,kutlarım