Taşıdığım Beklentiler Hiçlik Üzerine

Tanımak istiyordum dünyayı
küçümsenmiş ölçülerde yitik,
aziz ve suçlu ilişkisiydi biraz da
bağların kopuk şehvetinde göz boyamaca vardı,

gaiplere dalmış,
yetecek olana karşı tümüyle açık olmayı istiyordum,

bakış açılarından eziyetler çekiyordum,
kemik çuvalı
ciltler dolusu
zamansız ilşkilerin plansızlığı,

açık kapıdan içeriye
rüzgarın tersine gidiyordu vahşi atlar,

kökleri gübrelenmiş yalnızlıkla imtihan halinde
dayanamıyorum otobüsler geçiyor her saniye,

bulamadım seyreltik çözeltilerde,
har vurdum harman savurdum ki gözlerim oradaydı,
yabancıydı
dünyada uzak bir adanın sakini,
hüsrandı menfi edimlerdeki açıklık,
o küçücük kızdım ki kolları jiletli
başı sebepsiz,

yine de korkuyordum ben geceleri
büyük depremler esnasında sıradışı olaylardan,
gözlerimin kör olmasından korkuyordum,
yalnızken sigara içmiyordum
kaypaklıklarda mendeburun sesi,
büyüklerimi düşünüyordum,

çivilere attım seni,
uzunca
bal teknelerine,
hiç bir yüklem karşılayamazken tanımını
yılanlarımı şiirlerle besliyordum artık,
memeden kesilmiş ağızlar oluyorken adın,

ikna sonucunda yenilgiye,
hevesin köküne adapte yozlaşmış fikirler yatar,
dile kolay
aynı şerbetten içip de kopamazken
acıya katlanamaz birimiz,

pusuya düşmüş bir kıvılcım tanesisin sen
kaçkarlarda,
güzel akarsulardan su içen yüz koyun,
yaşamın ritmi esir almamış henüz,
o hava o toprak gibi yalın,

sonra çorak arazilerden
arkadaşların kıskançlığı,
çekemezliği dört dakikada silinip atılmış bir kenara,

utandığım şeyler bitiyor artık,
belki olgunlaşıyoruz
saldırganlaşmalar gülünç
dangalaklığın sabitlenişiyle,
kapıya yükleniyor ısrarcı bakışların
randevulara geç kalırken görüleceğini umarak..