Taşları Namlı Tinler
beni taşlarıyla ünlü kaldırımlarda büyüttüler
kazmasız küreksiz yedi iklim
şimdi kendini üzerinden atlayan kim
zaptiyesinden kurtulmuş ayak
sol yanından feriştahını tard etmiş yaprak
aczini gözlerinden kavrayan kim
beni taşlarıyla ünlü kaldırımlarda yürüttüler
kazmasız küreksiz sadakatimi tarif edemem 
hadimim 
gelir giderim
iki ateş bir ruh ve raks
kendini yüzeyinden saklayan kim
 
beni taşlarıyla ünlü kaldırımlarda sürüdüler
dökülmenin vakti
açma şunu uzatma 
aya dışı şeyler bunlar
çek kılıcını böğrüme bir delişle katıl
ya da dahil olmadığın örtünü çıkart
bulutsuzların bulutlu olmaz söyleşisi 
mücahidin kim
beni taşlarıyla ünlü kaldırımlarda çürüttüler
tohumlarım serpildi
fidanlarım göverdi 
burada her şey oyundu
orada her şey boyun
eğil eğil
fiziğin diyalektiği bunlar
ruhu değiştirilemez mona lisaların
terk etmeye gelince yüzünü bütün oluşlar 
ellerine ıska düşer
hazmedecek aslanın kim
beni taşlarıyla ünlü kaldırımlarda delirtttiler
gayretullah'a dokunur diye
yemin edemem  
kendini tekrar eder durur
farz edemem 
şekilsiz  bil
efili bir 
bütün çekimler çekildiğinde
yukarı doğru  
meskenimi yeniden adlandırır kanatlandırır
taşımı toprağımı yerinden 
eseni bir
bir yer var ince 
ara makamıyla çıkar
bul makamıyla seslenir 
sireni bir
kulağını nefsinden soyutlayan kim
şimdi ben şu kaldırımlarda  
nereye baksam iman tahtası  
gözü  gözüne uymaz aynalar 
evimi hangi gibi yıktı ki 
hangi yıl
hangi miğfer 
tabanlarını yağlayıp kaçtı ki
sıra sırra geldiyse
tüm benzetmeleri öteleyen kim
beni taşlarıyla ünlü kaldırımlarda dirilttiler
hülya kuburlarının eğleşisi isem kaç benden
eter kokuyorsam  girme yoluma
sorma durağımı 
ya da düş
dersen ki içindeyim
mücadelen çakma 
mutad bir gövde
içi kavsız fırın
ya da git 
yanma
beni taşlarıyla ünlü kaldırımlardan süpürdüler
sıra sende
birazdan heyetini toplar meşveret 
görmeye ışık ister 
kurbanlığa kesik  
kabuğuna meyil
kırılmaya müsaitlik
ama her şeyden önce bismillah
rahmin'den şikayet eden kim
