Tek Kişilikmiş Aşk
Yaşamak kumpanyasında mutluyken herkes
Ben rolümü beceremiyorum,sığınıyorum mağarama
Köhnemiş bir sevdanın penceresinden bakıyorum yine
Ay ışığına bulanmış zeytin ağaçları
Yıldızları süpürmüş rüzgâr göğün en kuytu köşesine
Menzilini şaşırmış esrik duygular
Baykuşlar gibi soyabilseydim keşke gecenin libasını
Ah göçmen kuşlar sizin gibi göçebilseydim
Bir daha geri gelirmiydim buralara
Mahmur düşünceler içinde güller
Sesleri ince, sesleri naif
Dün ışıklarla danseden yağmurdan kalan
Yetim bir damla penceremde
Oda benim gibi akıp yok olacak kaderinin elinde
Bir hayat kaçağıyım artık
Prangaları beyninde
Yangınlarda kavrulan yüreğim
Bengi bir hayali fısıldar yinede
Sen tene sinen gül kokususun
Gecenin koynuna giren karanfil
Kösnül bir sergüzeştsin
Cennetten gelip
Ruhumu Hades'in ülkesine fırlatan
Kaf dağında yuvasız kuşuz ikimizde
Şafağın doğum sancısıyız
Tohumda bekleyen meyvesin
Kendi gölgesinde yeşeren rüya
Belki bir gülüşün arkasına saklanmış ejderha
Çelikleşmiş kalbimsin
Narda dövüle dövüle
Hep yarıda kalan şarkısın belkide
Kıyıya tuz kokulu düşler yığıyor dalgalar
Uzak masallardan devşirme
Kor hatıralar kalsa da uzak kentlerden
Dudaklarımda hala gezgin bir gülümseme
Kalbimde sevişmeye çağıran kehanetler birikmiş
Ama yanılmış tüm kehanetler
Tek kişilikmiş aşk, yalnızlık iki kişilikmiş