Terk-i Yürek

gün ışığıyla ortaya çıkar umutlarım
ulu-ortadır sevişmelerim,
ölümle...

kırılan ışık değil, çarptığı zaman sularına
yüreğim...
sesi gelir acıdığında;
kulaklarında yankılanır hani
ve bir damla düşer gözlerinden;
öylece umarsızca akıp giden,
geldiği ve gittiği yön belli olmayan
zamansızca...

med-cezir'lerimde bulunur kumsallarım
yasak ve günahtır sevmelerim ;
sevilmelerim de ...

bırakan ben değilim yâr; ellerini,
yâr terk-i yürek olmuş ...
ve hicran'ı içimde saplı kalmış.
hüsran zulalayan gözleri,
gözlerimden akıttığı okyanuslar dururken
bir küçük çay kaşığında boğdu beni
umursamazca ...

dizeler akıp gitmiş umrumun sahil kıyılarından
kırağı sevişmeler aklımın ucunda ;
hayallerim de ...

yaralanan bedenim değil
bedenimden sıyırıp attığım ruhum ...
ve filizlenir umutlarım ,
dallanır budaklanır , çiçek açar bazen,
meyve verir tohumlanır
ve özletir baharı
kusursuzca ...

ay ışığı ile başlar düşlerim ...
telli duvaklıdır öpüşlerim
hayatla ...

solan gül değil, bülbül küstüğü zaman
aşkı ...
kokusu biter unutulduğun da
dikenleri batar hani
ve susar öylece
sadece yaşar umutla
bekler kuruyana dek terk-i yürek etmiş bülbülü ;
susamışca ...