Toros Gülleri
/ bir kez olsun gül şiire... /
Lütfet
kokundan tadayım
vişne çürüklerinde yıllanıyor gönlüm
çırılçıplak soyunurken gerçekler oyun zamanlarında
kemanlarla kırbaçlandı tüm adamakıllı notalar
saman dağılmasıydı ömrüm mevsimlerin saçağında
tek yemin
tek söz
diri tutacak beni
bu Eylül akşamları tırpanlayacak
inandığım bütün masalları
bilirim
her ayrılık bir eşek şakasıdır
şimdi
neredeyse bedenine iliştirdiğin ruhun
neredeyse penceremden aşırdığın begonya kokusu
ve hangi yağmurla ıslanıyorsa yosun tutmaz yüreğin
vazgeç
yalancı savaşlarda zaferler hayaldir
miladım sen diye başlamıştır
senli tarihlerle örtülmüştür di'li geçmiş zamanlar
yüreğime çeyrek kala gözümde seyiren ufukta
...
sen
iklimlerin ezberindeki yağmur
fısıltılarına kulak kabartırken deniz kuşlarının
ardındaki geniş omuzlu dağlar
Akdeniz' de gün doğarken sızımın üstüne
kızım gibi ağlardı Ceyhan'ın gözlerinde melekler
çerçevesi güneş sarısı yaldızlı Çukurova
ben şimdi karanlığın rüzgârına teslim oldum
sen dudaklarında toplamayı unuttun nasılsa
Torosların kan kızılı güllerini...