Tüm Silinmişliği Sana Sorarım

Arap atına bindim geliyorum,
bu göç yollarında tanıdığım yok
çelebi gönlüne göre ayrım yok buralarda,

çekirge dilinde yaralarım var,

uyuz akıntıların önünde,
yerinden fırlayıp azarlar beni,
obanın büyük beyi yiğitçe çizgiler üzerinde,

sincap kovuklarında saklanırım da yine bulurlar,
bu neyin hediyesi
bana öyle geliyor olabilir,
hepsi peşimde yılları sayıyor,
aldırmıyorum

cevşeni aşılmaz sadeliklerin
mapushane türküsü söylemi
yanıt veremeyinceye kadar
kimse görmemi engelleyemez işte,

gözlerinde hüküm giymişken
geri çekiliyorum,
kendimden geçiyorum
gerçekten aşılmaz duvarlar önünde,

bir tür çılgınlıkta ufuk ötesi,
özdekleşir dağınık hareketlerim,

köy havası iyi gelmiyor bazen,
hisleniyorum dört uç bir yanıma,
gençlikte tazelikle beraber,
bir balık akını var buraya doğru,
hemen ağları gerilir
tümü bir vücut olmuşcasına,

genç oyunu acaba,
insan metabolizması önünde
okuması yazması olmayan nineler,
yün eğirir mutlu,

azarlanmakla beraber,
konar göçer kuşların tutsağı,
birlikte yaşama uyum sağlamaya yönelik tüm haller,

kirleniyorum ki kapalı edalar göze batsın,
bilerek yapıyorum
aralar bana daha yakın olmalı,

oturup çayırlar başına,
kemirgenleri seyrederim,
sadece yalnızlaşmam o an,
vurunca öleceğini bilirim ama dokunmam,

ekmek keser gibi o sesi duyarsın hani,
elinde boncuklarla yanından geçer biri,
başka bir şey değil artık,
bir haftada yanında olurum,

en sonunda herkes üzgün,
tekrar tekrar dön geriye
bir de bütünlüğü bu,
cesaret alıp da
tüm silinmişliği sana sorarım.

27 Haziran 2013 147 şiiri var.
Yorumlar