Üç Maymunu Oynamak
Çağın Ruhuna Bir İsyan
Zamanın koynunda hep hürriyet diledim,
Edep ya Hû dedim hep…
Bugün, bir nar çiçeği gibi patlamak istedim.
Bu, senin kalbinde hangi yara için,
Hangi prangaya karşı bir çığlık, söyle?
Yalnızca yaşamak mı, ey zavallı ruhum,
Hangi aşk, hangi görünmez zincir için?
Ah, bizim diyarlar, ne çetin bir kaledir,
Ufuk gri bir yaşmak, sisli bir mahşer…
Toprak anaya ithafen,
boynuma bir hüzün urganı takacağım,
Asacağım hürriyetin sancağını bulutlara,
Soy-suz çağın prangalarını kırıp…
Ayaklarım, kanırta kanırta yürüdüğüm,
Dikenlerle örülü bir hürriyet yoludur…
Vahşi metropollerde kızıl şafakla buluştuk,
Genç naif bir kızla, pankartı ve direnişi taşıyan,
Lakin aynı zamanda, kalplerde sıkı yönetim var,
Sessizliğe mahkûm edilmiş bir çığlık gibi…
Mavi denizler, Maria ve eski çoraplarım,
Eski hatıralar, zihnimi bir kurt gibi kemirir.
Ve sen, ezelden tanıştığım kadın... Bu sefer,
Aynı aptal çocuk değilim artık.
Ben antik, börü vari gözler taşıyan bir yüz,
Yüreğimdeki o derin hüzün, bilesin ki tarafsızdır…
Acaba tüm savaşlarım senin için miydi,
Yoksa tam tersi mi, bilemedim.
Eski hatıralar neden yeniden doğar,
Ancak her şey bittiğinde?
İşte o zaman anlarız,
Bizim için çok geç olduğunu, çok…
Derler ki, "Çocuklar narin bir çiçektir,"
Çocukken benim de oyuncaklarım vardı.
O kente gökten yağarken tuzaklı oyuncaklar,
Oyun değil, ölüm düştü her sokağa…
Ve bunu Tanrı adına yaptınız ya
Ben size ne diyeyim ki,
Tanrı kahretsin tümünüzü…
Ve tek aşkım ─ toprak ana ve kutsal Vatan!
Hayatımda bir kez olsun gerçekten hür olmak istedim…
Özgürlüğün ne demek olduğunu,
Zincir vurulan bilir ancak…
Derler ki, "Ölüm doğanın kanunudur."
Peki, ya katliam? Ya vahşet?
Kimin kimlerin kanunudur bu zulüm?
"Bizi bulaştırmayın" mı dersiniz?
Artık Dünya uzun bir zamandır dört maymunu oynuyor maalesef.
Metin Altıok: Dördüncü maymun, görmedim, duymadım ve söylemedimden daha tehlikeli
Önce şunu belirteyim, bu dördüncü maymunun gözü de, kulağı da, ağzı da açıktır. Çünkü yaşadığımız dünyada ve yurdumuzda olup biten hiçbir şey onun keyfini kaçıramaz. Dahası olup biteni özel yaşamım zenginleştiren bir malzeme olarak kullanır. Acılı olayları bile sinsi bir keyifle karşılar. Aslında yeteneksiz ve kıskançtır. Ama bunu ustaca gizlemesini bilir. Çevresindekileri küçümsemeyi âdet haline getirmiştir. Hiçbir işin ucundan tutmaya yanaşmaz. Her fırsatta kültürünü sergilemeye bayılır. Konuşurken bildiği yabancı dile başvurur sık sık. Son olarak şunu söyleyebilirim; bir zamanlar yapısalcıydı, şimdi postmodern. Eh, böylesinden neyin hesabını soracaksınız? Çok yaşa sen dördüncü maymun!
28 Haziran 1993 Şiirin İlk Atlası