Uçmağ
Tarifsiz dinginliği yırtan bir emir: Hak’tan...
Uçsuz bucaksız bir evren ve sonsuz bir boşluk…
Kalplere bir his düşer o karanlıkta; aktan…
Gelir dördüncü cemre; ay evresi ve hoşluk…
Bir olmadan beden ve ruh yaşanmış tüm zaman.
Dolaşmış ruh; gezegende, evrende, boyutta…
Ruh bedeni beden ruhu bulur: Ölüm zaman
İçre, bilinmez bir zamanda saklı; oyutta…
Kime değse gözlerim sanki ayna karşımda…
Her zerrede bir ben olur, bendeki her zerre;
Çağlar ötesinden iz bulur bana arşımda.
Yine o emir duyulur; ölür, biter zerre.
Deli canım toprak yemek istiyor her öğün.
Kurt örneği gibiyim; ruh dişime kan değdi!
Ben bu çağda değilim, ölüm; tabutta düğün…
Ruhum başka çağlarda benim; Atsız bir Beğ’di…
Belki de haklılar, ölüm yok oluş değil ki…
Ayağa kalktılar; o emir bir emli dil ki…
Ayrıl bedenimden ruhum, Tanrı’ya eğil ki;
Açılsın kapılar: Uçmağ ne gizemli il ki…
Seslendirme ve şiir çok güzeldi Mahmut bey yeniden tebrik ve saygı ile
Dağ dağa kavuşmaz derler, edebiyatla bir şaire daha kavuşmuş. Hoş geldiniz aramıza. 'Uçmağ' içimize dokundu hem sesiyle hem de sözüyle. Tebrik ederim.
Edebiyatla'ya hoş geldiniz Mahmut bey nice paylaşımlarınıza
https://youtu.be/hcaGCwlsjwQ?si=qLy3buZ0J4jw_7iI