Uğur/suzluğum

I

Yoğun bakım ünitesinin önü,
Saat 03:43...

Anlam veremediğim bir hüzün var herkesin suretinde,
Biraz da acı...

Gözlerimden süzülen binlerce ağıt,
Ellerim kahır...

Uzun boylu ve saçı seyrek bir doktor yanıma gelip, ''siz yakını mısınız?'' diye soruyor bana...
Benden başka hiç kimse o kadar yakın olamaz o'na! Diyorum...
''Sakin olun lütfen, ancak hastanın hayati bulguları yavaşlıyor kendinizi her duruma hazırlamanızı rica ediyorum.''

Her durum? Diye sorabiliyorum yalnızca titreyen sesimle...
O bahsettiğiniz kişi benim nefes alma sebebim,
Nefesimizi kesemezsiniz!

Başını eğip gidiyor, kim bilir kaç kişiyi nefessiz bırakmıştır bu adam diyorum içimden...

Annesi ile göz göze geliyorum, ağlıyor,
Yavrum! Diyerek atlıyor boynuma...
Boynuma düşüyor damlaları...

Sevdiğim adamın ''boynunda ömrümü çürütebilecek kadar çok seviyorum seni'' dediği yer...
Ağamayın n'olur!
Kimse ağlamasın...

O görse bu halimizi çok kızardı, öfkelenir bir sigara yakardı...
Ben dumanında kaybolurdum!

Koşuşturmalar başlıyor birden,
Yoğun bakım odasının önüne koşarken anonsları duyuyorum''doktor bilmem kim, yoğun bakım ünitesinde bekleniyorsunuz''...

Saat:04:03...

Birileri bayılıyor, birileri feryat ediyor...
Anlamam çok güç,
Çok güç!

30 yaşında bir adamın iş stresi olur,
Gezmeleri olur, aşkları...
Belki çocukluğu!

Ama 30 yaşında ki bir adamın mezarı olmaz!

Allah'ım senden gelen bütün hakikatlere amenna!
Kabul...

Ama, ama illa ki biri ölecekse bu ben olabilir miyim?
Yalvarıyorum sana...

Elektro şok aletini yaşanabilecek en büyük telaşla göğsüne çarpıyorlar sevgilimin...
Gözlerimi ayırmadan bakıyorum, bana bakacağı anı kaçırmayayım diye...
Bir daha, sonra bir daha...

O Allah'ın belası, kalp rtim cihazı hareketlenmiyor!

Hayır!
Kalk sevgilim!

......................

II

Ellerimi daha ne kadar süreyle cama yapışık tuttum hatırlamıyorum...
Yanıma gelen insanların yüzlerini de...

''Biz elimizden geleni yaptık, başınız sağ olsun!''

Sağ olmasın, onsuz hiç bir baş sağ olmasın!

Kapının önünde yığınla kalabalık...
Sarılıyorlar bana, kimi ağlıyor, kimi gözlerini kaçırıyor...

Annemi görüyorum kapının eşiğinden, yaklaştıkça tutamıyorum kendimi,
Annem! Diyor şefkat kokan sesiyle...

Sarılıp, kaskatı kesiliyorum...

Üşüyorum anne çok soğuk, o da üşüyordur birileri üzerine bir şeyler örtsün söyle,
Söyle anne elleri buz gibidir o'nun!
Annemin göz yaşları saçlarımı ıslatıyor...
O'nun koklayarak öptüğü saçlarımı!

......................

III

Siz hiç sevdiğiniz adamı gömdünüz mü?
Üzerine toprak atarlarken, o mezara diri diri girdiniz mi?
Sizinde yüreğinize yağmur yağdığı oluyor mu?

Gülbahçe mezarlığı, bilmem kaçıncı ada, bilmem kaçıncı numara...
Herkese inat bembeyaz giyindim sevgilim,
Beni hep hayal ettiğin gibi...

Duymuyorum artık söylenenleri, ilaçların etkisi olsa gerek,
Yalnızca biz...

Siyah beyaz günlerin hatrına...

Toprağın altı sen,
Üstü ben...

Nereye gidersen git,
Nereye gidersem gideyim...

Söz veriyorum!

Hep benimlesin...


Not:

Şiiri aşağıdaki linkteki şarkıyla birlikte dinlemenizi rica ediyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=O1yz2I8Dit0

15 Nisan 2015 23 şiiri var.
Yorumlar (2)