Ülkümüz Devrim

genzimde bir sergüzeşt

koynumun merkezine kadar kıvrılan

kanırtan hınzır hevesleri

sisleri tırmalayan haylaz açelyalar

sensizliğin biz kokan kıyametiyle

aşka hadım edilmiştir

içimde açılmayan mühürlenmiş mektuplar

yağar tırmalarcası sandukamın kürküne

gençtim kısrakların

toprağa hazla saplanan toynakları kadar

gençlikten burağanlar biriktirdim

yatağanlarladoğrarcası

kara kutusuna kadar ciğerlerimin

vurulmak neymiş bildim

mahralarda sahralar uzanıyor

dünya kıyameti sonuna kadar hak ediyor

çırılçıplak armakçılar

kirletirken oğuzluğun hisse senetlerini

dosyalar artık yırtılmak içindir

yargılarından habersiz yargıçlar

şimdi haksızlığın ayetleri

akıyor budunlar sokaklarında evrenin

kurganlar artık çöküşlere mahkumdur

kutaylar kervanlarda

yeni bir cihanın rüyasını çığırmakta

bilge taşralardan

çaylak şehirlere ihtar

orada bengi yaşamaklar

burada tadımlık yalnızca

çocuk sevinçlerinin koşturduğu evlerde

ölümlerin o yetişkin ağır

kulak zarlarını sağır eden

şimdi suskun çığlıkları dolaşıyor

öyleyse acısını dindirmeli vahşetin

bir yağız hünkar korkusuzca

herkes beklenenlerin

peşinde aynalara bakamadan

imgeler alışıktır kırılmaya farlarda

pusumda aşiret bozkırları

güneşin yerini tutar

kozmosunda fantasmalar

bir gökçe hicret kadar mevzi tutar

sarıklara havlıyor kanişler

yağlı köy sabunu kokmuyor yaşayan leşler

kentlerde ceset nehirleri

yıkılan köprülerden

örülen duvarlara üzülme sakın

körpe labirent olur

buldurur birbirimizi

kavganın gümrah memelerinden

yaralar emzirdik hep yoldaşlarla

kaslarımızı gırtlağına değin sıkıyor

kol muskası pazıbentler

can evlerinde tamudan yuvalar kuran aşk

palazlanıyor çıngarın

kanla sulanmış tarlalarında

ülkümüz devrim

insanlığı hunharlığa neşter kılan

huylanan döl döşekleri

doğumun görklü kuzey ışıkları altında

yepyeni bir doğruluşa gebeydi

çapa yapan kadınlarıngölgesinde

ter bezinde kundaklar benim yerim

ülkümde devrim

yıldızlı geceye dönüşür sevgilim

ipiltiler esintilerin

kanına karışıyor ıpıslak ıslıklarda

tezgahlarda işveli ciddiyetler

ne denli serpilebilirse som kapanlarda

o raddeye kadar kuşmar

dağılan nazenin saçların

tellerinde yürüyen cambazlar cudam

betondan putlara tapan

çinko patronlarla haşrolan

pazen entariler yağar militan ruhlara

dindirmek için hoyrat hırslarını cevherin

işte küstah yürekler

mutantan recimlerini kör emperyalizmin

boğazlamaklar için birikiyor

ülkümüz devrime kıvrılıyor

devrimlerimiz ülkülere

türkülere birleşen düşlerimiz

lügatlerde sevmekler

yeniden tanımlanıyor

durun ve hayatla yüzleştirin çehrenizi

oysa haylamaz dibine açan hiçbir domur

huysuz langustlar

pavkırışlara boğuyor yeröteyi

tıpırtılar tıkırtılarla sevişiyor

tenha kaldırımların damsız yalpılarında

fısıltılar boranlarla

cam kırıklarıkarıştırıyor damarlara

kalın bıçaklar kesemiyor ince tülleri

karıncalanıyor ergen yerlerin

yaşlanmayan gözlere küflenmek yasak

işte hipnoz edilmiş metropol köleleri

tiryaki egzoz dumanlarına

özenti vitrinlerde hep janti sömürgeler

bir fiyasko gibi geçenlerdir

sokaklardan caddelerden bulvarlardan

onlar asıl kazananlardı

panjurların satır arasında oksitten

mısraları sökebilen şairler

besteleyecek tutunamayan galipleri

kapitalist yaşayıp komünist küfredenler

rezaletsel rüsvaylığa mahkumsu

sustum susulacak ne kadar kağnı varsa

mecnunlar yüreğini tükürüyor sahraya

düşlüyorsun eriyene dek beynin

kaynayan bir kazana dönüyor kelle tası

ışığa yumruklar attıran sendin

zarfında günbatımı fırtınası

taraçadan süzülen matruş papatya dansı

kardan çocuğa döner cıvıldayan nefesin

aynaları sırlayan cıva gözlerin kokar

çakılır vidalarderisine şehvetin

gün gelir ülkün de devrilir

türkü çığırmaya başlar devrimin

değişmez sandıklarından doğar ilk değişim

alaturkalar alafrangalaştıkça

dumura uğrayacaktır çağdaşça

şen olası raconlar gereğidir

kan damlaları birikiyor kum saatinde

tütüyor fişek tarzı miğferler

dünya kıyameti sonuna dek hak ediyor

bileniyor delişmen pençeler 

09 Temmuz 2019 12 şiiri var.
Yorumlar