Utanacaksın
Bir gün öyle bir an gelecek ki,
kalbinin içinde yankılanacak,
susturduğun her kelime.
Sen kendini güçlü sanırken,
aldığın her yanlış kararın ağırlığı,
dönüp dolaşıp seni bulacak.
Ve işte o an,
Ne kadar büyük bir kaybın,
Arkasında durduğunu fark edeceksin… Utanacaksın.
Utanacaksın…
Bir gün o kalabalık sofralarda adım geçecek.
yanında oturanla utanacaksın,
Bir şarkıda duyacaksın sesimi belki; kahkahaların arasında içini kaplayacak bir ağırlık…
O zaman düşüneceksin,
“Ben ne yaptım?”
Geçmiş, izini silmeyen bir aynadır.
Ne kadar kaçarsan kaç,
bir gün dönüp baktığında,
yüzüne vuran o gerçeklerle baş başa kalırsın.
Ve o yüzleşmede en çok kendinden utanacaksın.
Ben seni gönülden sevdim.
Ve gerçek sevgilerin izi kalır; kolay silinmez, sökülmez, yok olmaz.
O iz, senin içini sızlatacak;
Görmezden geldiğin acıdan kaçarken, kendinden utanacaksın.
Utanacaksın…
Çünkü ben sana kırılmayı bile çok gördüm.
“Böylesi daha iyiydi” dedim.
Seni kötü bir anı yapmak yerine,
güzel vakitlerin sahibine dönüştürdüm.
İyi anılarla uğurladım seni.
Bazen kendini hatırlatır insan;
Seni mutlu edecek bir anı gibi hatırlamak ister.
Ben seni affedeli çok oldu.
Ama o affın içinde senin yüzüne bakınca göreceğin büyük bir utanç da var aslında.
Çünkü sen, sarıldığın bir sevgiyi bıraktın;
Ama o sevgi seni hiç bırakmadı.
Belki yıllar sonra…
Bir sokakta bir yabancı,
gözlerine benim gibi bakarken,
içinden bir şey kırılacak.
Sen sustuğun her anın hesabını tek başına vereceksin.
Bir başkasının sevgisinde kendini ararken, kaybettiğin bana yürüyen yolları fark edeceksin.
O an anlayacaksın:
Çekip gitmek kolaydı; ama unutmak öyle değil.
Utanacaksın…
Çünkü değil,vazgeçtiklerinle,
kaybettiklerinle saklanacaksın kendinden.
Ve ben, bir daha dönüp bakmayacağım.
Ama sen, her aynada beni göreceksin.
Baktığın yüzden…Utanacaksın…
