Uzağa
Bir gün
Şafak atarsa yine güvercin göğsünde
İnletip zaman tınılarını
Müptezel öfkelerin
Dibine perçinlenirse o korku
Zehirli bir bahçede
Şizofren hayallere duracak
Eğrinin kıyamı
Sükûtun avucunda patlamamış mermiler
Acemi katil misali
Kendini vuracak isyan
Düşeceksin sen
Esmerleşen mabedin dibine
Ellerinde sönük kandiller
Gölgenle sevişeceksin
Ölü seviciler gibi
Çığlığa yutulunca poyraz
Renklerini ayrıştıracaksın baharın
Mavinin tonlarına yüz sürüp
Bitecek duan
Dudakların çatlayacak
Bedevi yorgunluklar düşerken omuzlarına
Haram kıblelerde soluyacak
Lal nefesin
Kırpıp kuş seslerini
Sen
Şarkıları kurutacaksın
Çiroz iplerinde
Ağustos kokacak Ağustos
Kıvrak martıların
Göğü delen semahında
Ben
Cenneti süslerken
Ay aydınlığı kumsalda
Adımlar bırakacağım
Tersine yürüyen
Uzağa
Daha uzağa
Islığıma öğrettiğim
Aşk şarkıları
Ve
Süpürürken hüznü
Kervan geçmez şehirlerden...