Uzun Yürüyüş
- doğmamış ağıtın yansımalarıdır yanı başıma oturan
sessiz olun ; demleşiyoruz -
ben döktüm patikalara
o uzun yürüyüşleri
ayaklarımda stabilize yorgunluklar
köhne misaller anlattım şairin çınar ağacına
katıksız somunlar çıkardım söğüt dalına salınan çıkından
göğe bandırdım son lokmamı
bulut aralandı
toprak bakraçtan içtim güneşi
kerem oldum
ben yandım
yoksunluğun kızıl kelepçeleri sarılırken bileğime
sarmaşık misali
kızılcıklar topladım
bakır tencerede kaynattım hüznümün terini damıtıp
şarap tadında içtim şurup gibi akşamı
başım dönmedi
yüreğim vurdu göğüs kafesime
sarhoş attı adımlarım giderken o meçhule
meçhulüm ben
yürürken gayba
saçlarım darmadağın tırnaklarım uzun
derin pençeler vurdum şakağımın çiziksiz yalnızlığına
kanadım sinsi sinsi
çınar yapraklarına sürdüm yaralarımı
öyle yürüdüm
ben döktüm patikalara
o uzun yürüyüşleri
ayaklarımda stabilize yorgunluklar
köhne misaller anlattım şairin çınar ağacına
o dinledi ben içimi döktüm toprak bakraçlara
güz kuşlarıyla içtik yarını
gözlerimizi yaktı güneş
kerem olduk ...
"ayaklarımda stabilize yorgunluklar köhne misaller anlattım şairin çınar ağacına" tekrar tekrar okunulası dizeler, kaleminize sağlık üstadım. İyi bayramlar.