Vapurdaki Güzel Kız
Seninle birlikte;
İlkbahar ayında,
akşamüstü, bir bankta,
Ne yaptığımızın ne önemi var?
Belki simit çay belki şampanya...
En çok da beklemek seni bir zemheri ayında
Çıkar mısın beni görmek için balkona bu kara kışta
Çıkma gülüm, üşümesin ellerin ısıtamam
Zaten cesaret edemedim hiç tenine dokunmaya
Rüzgarda savrulan saçlarnının yanaklarını öpmesine engel olamam;
korkarım dokunmaya
Sen öğrettin bana sevmeyi
Bir öküz nerden bilsin zerafeti
Belki de hiç inanmamışlığımdandır kendime
Güvenmemişliğimdendir, nasıl sevilir ki birisi?
Sevdim diyince sevmiş mi olursun?
Yoksa kalbinde uçan kelebekler miydi aşk?
Gerçi benim kalbimdeki kelebekler hep öldü iki üç geceden sonra
Ama sen kelebeklerine ölümsüzlük iksiri içirmiş olmalısın
Herkesin kelebeği öldüğünde seninkiler yaşar mıydı öyle olmasa
Nasıl olur almıyor ki aklım...
Bir beşiktaş vapurunda öğrendim sevmeyi
Meğer sevmek ne kelebekmiş ne çiçek
Ne de dilinle söylemek
Onca manzaranın arasından bir çift göze dalıp kaybolmakmış sevmek
Öyle olmasa sen kız kulesini izlerken
Rüzgarı dansa kaldıran saçlarında kaybolur muydum hiç?
Denizden aksedercesine parlayan gözlerin
sonradan anladım gerçi; deniz gözüne değil gözlerin denize aksediyormuş
Zira denize rengini veren de bu gözlerin olmalı
Gözüm bir yerden ısırıyor seni
Elmacıkların ve yüzündeki benler
Hatırlar gibiyim
Vapurdaki güzel kızsın sen
Yüzünü görmesem de hatırlardım zaten
Nasıl unutabilirim o güzel kokuyu
Yormuş yıllar seni, göz altların mor dudakların çatlak ama güzelsin hâlâ
Ben iyiyim, en son gördüğün gibiyim işte
Pek değiştiğim söylenemez
Aslında çok kızla beraber oldum senden sonra
Ama nasılsa senin kelebek ölmemiş kalbimde bunca yıldan sonra
Neyse ne işte
Yine bir zemheri ayında beklerim seni balkonunun karşısında
Bu sefer o balkondaki sen olmasan bile elimdeki çiçekler hep sana...
Hoş geldiniz, nice paylaşımlara..
Edebiyatla'ya hoş geldiniz Tunay