ve Derinden Bak Gözlerime

Nice mevsimler yaşadım yokluğunda
Nice duyumsayışlar biriktirdim geçmiş zaman düşlerinden
Sevi'nin o dizginlenemez başkaldırısı içimi acıtırken
Arsızca büyüyen bir mutluluğun ürpertileri dokundu tenime
Avundum öylesine

Gün geldi iz sürmek için
Esen yellere sordum göç yollarını
Haber vermediler
Sonra paslanmış umutları taşıdım düşlerime
Koştum günler boyu koştum bir duraktan bir durağa
Çağla renkli bulutları mimozaları kırlangıçları unuttum
Ama seni unutamadım bir türlü
Sustum
Hep sustum

Gün geldi
Şarkılar nereye taşırsa taşısın istedim
Sultaniyegah çalan yanık bir neyin nefesine
Kırık bir tamburun üzgün nağmelerine takıldım
Peşlerine düşüp mahcup ve bitkin
Uçsuz bucaksız sonsuzluklarında sürüklendim
Sonra bir teselli aradım yıldızlardan
Teker teker sönerlerken heyhat
Bir başıma ve öksüz
Kendimden geçip
İçimde uzayan yollarda kayboldum

Şimdi sana
Hiç söylenmemiş sözler getirmek için
Firar ettim de geldim en uzak diyarlardan
Bu gece usulca sokulmak yanına
‘'Merhaba ''demeni duymak sesinden
Okuduğun hüzünlü şiirlerin benzerlerinden
Ve nereye taşırsa gece
Yorgunluğumu bırakmak kırdığım son yasak kapının önüne
Ve sende tutuklu kalmak istiyorum işte böylesine

Bir yolcuya eşlik etmekten
Başka bir şey değildir ki aşk
Baş koymadım mı ben bu yola senle yürümeye
Gittiğin yöne al beni de yanına
Yollarından çevirme

Sende bulurum beni
Bende kaybederim gözlerini
Bitsin bu mahpusluğum
Kelepçemde ölüyor nabzım
Tek ümidim sensin sen
Haydi tut ellerimi artık bekletme

En gizde kalmış masallardan anlat bana
Sevdalardan yana
Tutuşuversin ellerimiz
Üşüdüğümüz vakit çoban ateşleri yakarım sana
Gökte uçuşsun kıvılcımlar
Dinlemek seni hiç konuşmadan
Ve daldığımız o rüyayı paylaşmak birlikte
Ne güzeldir
Ne doyumsuz hazlar veririz birbirimize
Hiç tükenmesin ateşimiz dursun zaman
Dolunayın gölgesi vururken üstümüze
Yansın ateşimiz sabaha kadar
Söndürme ne olursun,
Yalvarıyorum işte söndürme

Yörüngende dönmek istedim hep
Biliyor musun umutlarımın
Baharın ilk çığlıklarında üşüdüğünü
Yokluğunda günlerce
Aç susuz haz diye cefa çektiğimi
Geldim işte
Nefesim nefesinde
Hadi sil gözlerini
Yeter ıslatma hüzünlerini üzülme

Karşı kıyının ışıkları gibisin sen
Aydınlat en hırçın ve gizemli dalgalarımı
Sularında serinlemek istiyor canım
Parla parlayabildiğin kadar
Yakamozlar küsmesin falezlere bindirme

Sevgi okyanusumsun benim
Sana akacağım en uzun nehirler gibi
Hep sana akacağım

Ayrılık sevdaya dâhilmiş ya hani
Bu şiir bitecek ve ben susacağım
Şimdi sadece hisset beni
Dola kollarını boynuma
Sar sarmala bedenimi
Koparma beni vuslatımdan
Ve derinden bak gözlerime
Sonsuza kadar






Nice mevsimler yaşadım yokluğunda
Nice duyumsayışlar biriktirdim geçmiş zaman düşlerinden
Sevi'nin o dizginlenemez başkaldırısı içimi acıtırken
Arsızca büyüyen bir mutluluğun ürpertileri dokundu tenime
Avundum öylesine

Gün geldi iz sürmek için
Esen yellere sordum göç yollarını
Haber vermediler
Sonra paslanmış umutları taşıdım düşlerime
Koştum günler boyu koştum bir duraktan bir durağa
Çağla renkli bulutları mimozaları kırlangıçları unuttum
Ama seni unutamadım bir türlü
Sustum
Hep sustum

Gün geldi
Şarkılar nereye taşırsa taşısın istedim
Sultaniyegah çalan yanık bir neyin nefesine
Kırık bir tamburun üzgün nağmelerine takıldım
Peşlerine düşüp mahcup ve bitkin
Uçsuz bucaksız sonsuzluklarında sürüklendim
Sonra bir teselli aradım yıldızlardan
Teker teker sönerlerken heyhat
Bir başıma ve öksüz
Kendimden geçip
İçimde uzayan yollarda kayboldum

Şimdi sana
Hiç söylenmemiş sözler getirmek için
Firar ettim de geldim en uzak diyarlardan
Bu gece usulca sokulmak yanına
‘'Merhaba ''demeni duymak sesinden
Okuduğun hüzünlü şiirlerin benzerlerinden
Ve nereye taşırsa gece
Yorgunluğumu bırakmak kırdığım son yasak kapının önüne
Ve sende tutuklu kalmak istiyorum işte böylesine

Bir yolcuya eşlik etmekten
Başka bir şey değildir ki aşk
Baş koymadım mı ben bu yola senle yürümeye
Gittiğin yöne al beni de yanına
Yollarından çevirme

Sende bulurum beni
Bende kaybederim gözlerini
Bitsin bu mahpusluğum
Kelepçemde ölüyor nabzım
Tek ümidim sensin sen
Haydi tut ellerimi artık bekletme

En gizde kalmış masallardan anlat bana
Sevdalardan yana
Tutuşuversin ellerimiz
Üşüdüğümüz vakit çoban ateşleri yakarım sana
Gökte uçuşsun kıvılcımlar
Dinlemek seni hiç konuşmadan
Ve daldığımız o rüyayı paylaşmak birlikte
Ne güzeldir
Ne doyumsuz hazlar veririz birbirimize
Hiç tükenmesin ateşimiz dursun zaman
Dolunayın gölgesi vururken üstümüze
Yansın ateşimiz sabaha kadar
Söndürme ne olursun,
Yalvarıyorum işte söndürme

Yörüngende dönmek istedim hep
Biliyor musun umutlarımın
Baharın ilk çığlıklarında üşüdüğünü
Yokluğunda günlerce
Aç susuz haz diye cefa çektiğimi
Geldim işte
Nefesim nefesinde
Hadi sil gözlerini
Yeter ıslatma hüzünlerini üzülme

Karşı kıyının ışıkları gibisin sen
Aydınlat en hırçın ve gizemli dalgalarımı
Sularında serinlemek istiyor canım
Parla parlayabildiğin kadar
Yakamozlar küsmesin falezlere bindirme

Sevgi okyanusumsun benim
Sana akacağım en uzun nehirler gibi
Hep sana akacağım

Ayrılık sevdaya dâhilmiş ya hani
Bu şiir bitecek ve ben susacağım
Şimdi sadece hisset beni
Dola kollarını boynuma
Sar sarmala bedenimi
Koparma beni vuslatımdan
Ve derinden bak gözlerime
Sonsuza kadar

08 Ekim 2016 83 şiiri var.
Yorumlar