Veda
Kirpiklerime asıyorum pişmanlıkları
Ve
Sırtıma yüklüyorum
Tüm vedaları.
Bütün yol ayrımlarını,
Bıraktım geride.
Şimdi
Köşebaşlarını dönmeye gidiyorum.
İstanbul kadar öfkemle,
Kendi sokağıma
Geri dönüyorum.
Bavullar dolusu hüzün var ellerimde.
Nereye yerleştiririm ?
Bilmiyorum...
Yalnızlığım,
Sendemi geldin benimle ?
Ne kadar da sadıksın,
Hayret ediyorum.
Dört duvar
Bir mum
Sonumu göremiyorum.
Cümle dolusu ağıt düşüyor kalemimden,
Ben kaleme küsüyorum,
Kalem kağıda.
Gölgen siliniyor gözlerimden,
Ben sana küsüyorum,
Kalem kağıda...
Ya vedanın sonu bir şiire mi çıkar???
Teşekkürler paylaşıma...
sırtına yüklediğin vedalarla çıkmak yol ayırımlarına aşkta kendi kabuğuna çekilmek şaire
hüzünleri yerleştirceğin bir yer olmalı dolmuşsa yüreğin
dört duvarda bir mum ışı görülmeyen bir son ve kalemin ağıdı ne acı kendi içindeki şehri terk etmek ve küsmek kaleme kağıda
şaire satır aralarına mükemel vurgular yapmış bir terk şiiri kendinden ve şehirlerden yada sevgiliye dair herşeyden kaçmak harikaydı 👍👍👍👍
İstanbul kadar öfkemle
Gölgen siliniyor gözlerimden
Kalemin her çalışmasında duygunun şiiri nasıl tutsak ettiği, anlatımın değerini artırdığı görülebilir. Tabii, küsmek ardından pişmanlıklar getirir, hele bir de kalem kağıda küsse.Tebrik ve teşekkürlerimle...