Veda Büklümleri
koş arkamdan...
ses ateşten geliyordu...
bıraktığın yerde bulamayacaksın beni
dilinden düşecek aşk sözcükleri
kırıldımı cam kemik düşünceleri
sevgin soğuyacak ölü beden gibi...
ortasında duracaksın zamanın
yandığın ateş -azaptan beter-
diyeceksin;
arkamdan gel işte bugün ...
saatin teri kurumadı hala
buldumcuk sözler sarfettiğinden bu yana
kurudu dalında gül bülbül küstü dala...
veda büklümleri...
koşar adım sarfetsende tomurcuklaşan duygularını
dönüp gider mi zannediyorsun bu ahları
sırf seyretmek için mi bu haz, ölümleri
taç yaprağından kıskanırım seni...
dikeninden kıskanırım gül rengini...
boylu boyuna uzandın bir anda
taşıp akan bir dolu nehir mi sanarsın
eğer doğru sözle kolaylık olsaydı
seviyorum derken ---niye kaçarsın---
mışıl mışıl uyudu o gece tüm hayatlar
koş gel arkamdan...
durdum yelkovanın üzerinde
kırdı tüm taşları çarptı durdu
karadenizin hırçın öpüşmeleri
falezlerinde... savruldu.
bu veda büklümüdür sevgiliye
gecenin aydınlatan deminde...
koynunda yabancı var gibi
sarıldı keşkelere...
Güne düşen inci tanesini tebrik ederim . Büküle büküle kırılmaya gidildiğini ince ince anlatmış kalem.
boylu boyuna uzandın bir anda taşıp akan bir dolu nehir mi sanarsın eğer doğru sözle kolaylık olsaydı seviyorum derken ---niye kaçarsın---
👍👍👍👍
yüreğine sağlık
bu veda büklümüdür sevgiliye gecenin aydınlatan deminde... koynunda yabancı var gibi sarıldı keşkelere...
''veda büklümleri''
ne çok şey anlatıyor şiirin adı..
yüreğine sağlık