Veda Kalıntıların

Metin Kuloğlu'na

Gözlerine asılı olan sevdamla beni,
meçhullerdeki umutsuzluğa bırakışının,
sekizinci yıldönümü.
Neredesin
nasılsın bilmiyorum,
dilerim hayat ellerinde açıyordur hala.
Beni boşver,
bendeki 'sen' emanetin hala duruyor.
Hasret mahkumu gün doğumlarım,
yenik düştüğüm yarınlardaki bakışlarım,
ve kala kalmışlığımın esaret prangaları yerli yerinde.
Tahtlar üzerinde bakma zamanı,
yeni huylar edindim.
Saçlarının kıvrımında zülüf perişanlığı bendeki.
Doktorlar 'hasret yüklü vedalar sana göre değil,
ölüm sermayeli umutlara çare yok' diyorlar,
kalan ömrüm ise hasretinin hüzün avareliği.
Biliyor musun?
Umutlarımın düğünü için yürek kiralıyorum.
Varlığında ilkbahar çiçeklerindeki türküm,
yokluğunda solan hasret çığlıklarım,
ve kalbime inen buzullar kıyılara vuran ses şimdi.
Beyaz at üzerinde gezen al kınalı mahzunluğum,
kumsala serçe parmağımla seni yazdırmazken,
sevdan ağırlıklı bedenim gönüllü hamallığına namzet,
gözlerimden yüreğimin arasına ülkeler gibi düşen yokluğun.
Azığım, mehtapları öpen umut rüzgarları ve günbatımı.
Gözyaşlarımı ellerine bıraktığım gün,
biliyordum böyle olacağını.
Çok şey değişti/rdi,
rıhtım o eski rıhtım,
deniz o eski deniz değil.
Ay ışığı,
o küllüm imajda.
Ölüm vurgunu umutlarım,
on yedilik kızların sevinç muştulu kolyelerinde asılıyor.
Aşklar günlük ekmek arası balık fiyatına,
her taraftan kuşatılmış beden acizliği.
Karanlığın çehresi karanfillere takılı siluetinle buluşuyor,
gözlerinde yıkanan gönlüm harap bir mezarlık.
Duydun mu?
İkinci bir emre kadar mehtap yasak burada.
Ve
vizesi vuslat olan bir sevdam....

19 Kasım 2017 25 şiiri var.
Yorumlar