Vurduğun Taş-ı
Deli yağmur gibi, kudursa taş-lar
Sinemde gizlerim, vurduğun taş-ı
Yãr-in ateşine  çatılmaz kaşlar
Gül diye koklarım  yarılan başı
               ***
Şahlanırken  sekteledi  koşumuz
Otuzbeş -di   altmış oldu  yaşımız
Bundan böyle  hüzün çalar  marşımız
Gel diye beklerim, gölgesiz huşu
                 ***
Saat vurdu  zaman durdu  haber yok
Güneş battı  gün karardı  hava şok
Yolcu yolda düştü, yol gösteren çok
Yol diye paklarım  karanlık  düşü
                  ***
Gün gelir Nisan'ı  üşütür  kışlar
Mevsimler  değişir  vuslatlar başlar
Gün gelir yurduna, döner bu kuşlar
Bal diye saklarım, acılı  aşı...