Yabanözü
_kısalmış yürüyor
çocukların düşleri
ellerinde revolver
elmacık kemiklerinden vuruluyor
şekerden uçurtmalar_
şehrin izini sürüyor yaban özüyle
delik deşik kapıları nohut gözesi
dilinin ucundaki açlığa
utanma ya da hayıflanma
boş vermiş sakallı mecburiyet
bir limana sığınalım biz güneşi arkalayıp
başka türlü yenilmez başka türlü düşmez
kadırgaları tuzda pişirip
yuvarlayalım yudum yudum denize...
gülme öyle içime ekinler ekiliyor
yine umut var deme
kalkıp kedi severim
dünyanın yükünü alırım
sardunya yaprağını örselerim...
haklısın...
yine de umut var