Yağmuru izlerken

Yağmur yağıyor ,

Ağustos üstelik

Güneşin pırıl pırıl döküldüğü , kavurucu ateşin saçlarımızı yakacagı günler,

Uzun kollu yalnızlıklarımı giymis,

Balkon penceremde ,

 melankoni dolu sokaklari

İzlerken buluyorum kendimi.

Televizyondan belli belirsiz gelen sel haberlerine ilişiyor kulaklarim.

Ve sonra hırsla camımı yumruklayan yağmur damlalarına dönüyorum.

Çocukluğum geliyor yine aklıma,

Yağmur yagdığında koşa koşa pencereye koşuşum geliyor.

Babaannemin "rahmet yağıyor kızım "dediğini ve yağmur yağarken elinde tespihiyle dua ettiğini anımsıyorum.

Ellerim örgülü saçlarımla oynarken,

Gözlerim gökyüzünden tıpkı bir ok gibi inen yağmuru izlerdi. "Rahmet " ne diye düşünürken ,

Dilimde bir şarkı mırıldanırım;

"Yağmur yagiyor,

Seller akıyor ,

Arap kızı camdan bakıyor"

Sonra Arap kızını düşünürdüm çocuk aklımla,

Kapkara bir kız derdim kendimce

Belki bana el sallar farklı bir pencereden.

Yağmur dinmiyor

Ağustos ortası üstelik.

Pencere kenarında ben, düşüncelere dalıyorum.

Bu gri şehre alışamadım üstelik.

Yalnızlığım saksıdaki begonyanın inatla çiçek açması gibi şimdi.

Sararmış tüm yaprakları ,

Yeni tomurcuklar, susuzluğuna rağmen çiçek açıyor.

Yağmur yağıyor ,

Sensizim üstelik,

Begonya çiçek açıyor ,

Televizyondan gelen belli belirsiz çığlık sesleri kalbime tercüman oluyor ,

Boğuluyorum,

Sessizliğini dinliyorum.

Belkilere sığınan ihtimaller gibiyim şimdi.

Kıraç bir toprağım ,

Sağanak olup gökten yağacak sana hasret.

Yağmur yağıyor sevgilim,

Aylardan Ağustos üstelik,

Aklımda cevabı olmayan sualler

Rahmet olup yağacak misin?

Dilimde mırıldandığım şarkı ,

Sessizliğini bozup ,

Farklı bir pencereden el sallayacak mısın ?