Yalnızlık Beşiği
Üç kıtanın tam orta yerinde düşünürken gönlünü
 Güneş kaçar Kaf dağının ardına
 Gökyüzü demir gibi kararır,
 Ardından ısırgan otu kokulu fırtınalar fısıldar
 Gıcırdayan kâgir köy evlerinin kulağına,
 Sincaplar çoktan yatağa uzandı
 Koca meşe ağacı ninni söylüyor diye
Engereklerin yaptığı itibar suikastlarına rağmen
 Heyecanlı bir yolculuktadır işte o zaman
 Damarda dolanıp duran sevda coşkusu,
 Munzur çayında zıplayan
 Yolunu şaşırmış kırmızı benekli alabalıklar misali
İşler yolunda gitmeyince
 Kimsesizlik denizine düşersin can simidi olmaksızın,
 Belirsizliğin verdiği iç sıkıntısı
 Yükseköğretime giriş sınavındaki
 Fizik soruları benzeri gerer insanı en zavallı yerinden.
 Sevgisizlik örtüsünü baştanbaşa yırtmak
 Sıcacık tümcelerin yanına kıvrılıp
 Utangaç bakışlara sarılmak istersin
Sallanırken yalnızlık beşiğinde durmaksızın
 Pamuk ipliğine dönüşen çelikten sinirler kopar birer birer,
 Gözlerdeki ışıltı ve gönüldeki beklenti kaybolup gider,
 İnternetten sipariş edilen sahte bir deterjanla
 Ruhun rengârenk kıyafetleri solar tamamen.
 Peşi sıra acıyı buyur edersin pencerelerden
 Odanda yüreğinin kırıklarını toplarsın






