Yalnızlık Nöbeti

I.


her insan yalnızdır aslında

doğarken de

yaşarken de

ölürken de

hatta ana rahminde bile


her insan yalnızdır aslında

dağ başlarında da

şehrin ortasında da

en çok da geceleri


zifiri geceleri

her insan yalnızdır aslında

bitimsiz hastalık nöbetlerinde

bekleyişin köze döndüğü demlerde

en kesif kalabalıklar içinde


her insan yalnızdır aslında

bazen ona bazen ondan kaçtığımız

fecre yakın sırılsıklam

kan ter içinde


her insan yalnızdır aslında

sırtındaki ateş yüküyle

baruta yürürcesine


her insan yalnızdır aslında

kara topraktaki kefen beyazlığında

bir mum misali dibine kör


II.


her insan yalnızdır aslında

yalnızlık ki anlaşılamamaktan beslenir

anlaşıldıkça tökezlenir


yalnızlık ki

ezelî ve ebedîdir

kılcal damarlarımıza sirayet etmiştir

boylu boyunca


yalnızlık ki

içimizde upuzun bir mağara misalidir

o keskin sarkıt ve dikitleriyle


yalnızlık ki

havf ve reca arasında tutar bizi

bir değirmen taşı gibi öğüt(ül)en

un ufak zamandan azade


yalnızlık ki

uçurumun eşiğinde bir korku tünelidir

iki ucu karanlığa açılan

alabildiğine derin


yalnızlık ki

karanlıklardan geçmek

ve kendi içine göçmektir

tenha vakitlerde


yalnızlık ki

panzehiri ağız dolusu ağlamaktır

umudu sulamaktır gözyaşlarıyla


yalnızlık ki

bir iç yolculuğu sonrası inşirahtır

teşehhüd miktarınca

terk edilmiş gönül istasyonlarında


yalnızlık ki

halet-i ruhiyemizle yüzleşmektir

barışık olmaktır aynalarla

esrarına vakıf olmaktır ân'ın


yalnızlık ki

hem çok yabancı hem çok tanıdık bize

ezelden ebede gölge misali

öylece işlemiştir (g)öze

21 Aralık 2025 12 şiiri var.
Yorumlar