Yâr
Ayrılık kılıçtır, 'elveda' kurşun;
Ne vakit gün yüzü göreceğim yâr...
Bunca yıl ağlayıp yaşadım amma;
Canımı dizinde vereceğim yâr...
Gezdirme canımı sen diyar diyar;
Evet de, kalbimi eyle bahtiyar;
Siyah gözlerinden aldığım karar;
Ömrüne, ömrümü sereceğim yâr...
Derdim arşa kadar yükselir kat kat;
Nerede müjdeler ne vakit vuslat;
Susma, biraz daha, bir daha anlat;
Bu gece sırrına ereceğim yâr...
Nazlanma, usanmak aşkın yasası;
Gözümde hasretin derdi, tasası;
Kurulsun seninle sevda masası;
Keyfedip, sefamı süreceğim yâr...
İsmini anan kim günde bin kere;
Bayraklar diktirdim gittiğin yere;
Falcıdan duyduğum yalana göre;
Üç vakite kadar saracağım yâr...
Efkârı kadehle yalnız bırakıp;
Son defa resmine hüzünle bakıp;
Mektuplar yazdığım kâğıdı yakıp;
Kalemi kırk yerden kıracağım yâr...
Kahrıma kahırdır çektiğim çile,
Gözlerin düzenbaz kaşlarda hile;
Dizime kapanıp yalvarsan bile;
Söz olsun alnından vuracağım yâr...
Bu sefer sözümde duracağım yâr...
01/10/2013
Saat: 14:32