Yaş Aldım
yorgunluğuma değdi sevdim seni
saç baş dağınık
biraz hayat çizdi
ellerinde harcandım
bereket versin yinede
üstü kalacak sevmediğin şehirde
gözümden kaçan her bulut
dök dökebildiğin kadar
ağıt bırakacak önüne
biri ağlamıştı
dalga köpürdü vurdu sahile
haladını çekmişti
babasına küstü iskele
birisi ağlamıştı
işte öyle sadece
denize tuz katardım
içimde bulanırdı resmin
haladım hâlâ kopuk
sandalıma aldım yüzüm olanlara gömük
ağıdım bulutta biraz yumuk
içime aktıkça dışımda fırtına
vurgun yemiş ellerim gözümden ak
gönül yontuk
gökten yaş değil
savrulan etekteki taş
yağar artık