Yaşamın Yıldızı
kendimi kendime bağlayıp
bir daldan diğer dala
durmadan seken çingene serçe gibiyim
küsmek istiyorum dökülen tüm yapraklara
kim bilir 
belki de yaşından başından utanmayan o çınara
aslında gökyüzüne dallarını uzatanlara
kurda kuşa 
dilime dili dokunanlara
gözü ,gözümü yakanlara
herkese
küsmek istiyorum beni bana bırakanlara
bir hastalık gibi
lakin
ne ateş ,
ne kırgınlık,
ne de öksürük var
kalbim darıldıktan sonra sanki demir bir duvar
sanırım ki 
göbek bağım atılmış sevdiklerimin gönlüne
titreyen.. kanatlarımın altında ısınırken,
saçlarımı bir boydan boya gezinen 
ölüp ölüp tekrar dirilen
yoksa ellerin miydi
hani onlar bir ömür benimdi
nerde kutsal kitaplar üzerine ettiğin yeminler
küsmek istiyorum 
benim zannettiğim, senin ellerine
dağların kuytularına eş esmer kavruk tenine
ayan beyan kendimi veriyorum ele
rengimden de belli
yapamıyorum 
olmuyor
küsemiyorum ellere
kimin tartıları ağır gelirse,
dilimin kenarındaki tabirsiz tecrübelerle
ömürleri eksilip çoğaltanlara
küsmek istiyorum
yarı yolda bırakan tüm sevgililerime
olmuyor ,küsemiyorum
beni o andan silen haşin zamana
bile bile ladesde yenilmek gibi
belki de
ömrüm ruhuma dar geliyor
kaçırmak istemiyorum
hiçbir saniyesini
belki de gönlünüzdeki yerim dar
benim de küsmek için geniş geniş bahanelerim var
var da...
bir yavru kedinin ağaçta mahsur kalmasını
haber eden medya,
neden yaşamın yıldızı yapmıyor beni
