Yaşantımız

Eller acaba böyle hep ne der diye diye
Bir özeniş içinde geçiyor yaşantımız.
Başkalarının yaptıklarını saya saya
Bir gösteriş içinde geçiyor yaşantımız.
Yalan konuşmayı sever oldu hep dilimiz
Rahat durmaz oldu hep ayağımız, elimiz
İçler acısı duruma geldi şu halimiz
Bir serzeniş içinde geçiyor yaşantımız.
Bir türlü yerinde sabit değil şu dengemiz
Nerede moda var, oraya kayar ilgimiz
Kitap okumayarak hep azaldı bilgimiz
Bir isteyiş içinde geçiyor yaşantımız.
Aza kanaat etmeyip serveti kaybettik
Dini öğrenmeyip, hep boş inançlar kaydettik
Anlamıyorum ki bir türlü, biz ne halt ettik
Bir arayış içinde geçiyor yaşantımız.
Bunu söylemeden gönlüm rahat etmeyecek
Kumarcının yanına da asla gitmeyecek
Aldığımız dersler, daha da mı yetmeyecek
Bir bekleyiş içinde geçiyor yaşantımız.
Karanlık dağıldıktan sonra aydınlık başlar
İnsanoğlu, gül atanı ne diye ki taşlar ?
Hiç bir suçu yokken onları azarlar, haşlar
Doyumsuzluk içinde geçiyor yaşantımız.
Aslında kendi kendimizi kandırıyoruz
Özümüzü kırık bir dala bindiriyoruz
Kendi elimizle huzuru gönderiyoruz
Uyumsuzluk içinde geçiyor yaşantımız.
Sen hep kalp kırıyorsan, namaz kılma hiç boşa
İyiliği başa kakıyorsan yapma boşa
Merhamet etmiyorsan, hiç cennet umma boşa
Hazımsızlık içinde geçiyor yaşantımız.
Şu yarınlara umutla bakılsaydı oysa
Herkes, güzelliklerin safına doğru kaysa
Enes de bunları oturup bir güzel saysa
Huzur yeli içinde geçerdi yaşantımız.
18.01.2021