Yazarak Gitmeler
Aşkı inkar eden şairler gibiyim biraz
Bitap düşen sualler
Gemisi batan denizler
Öğlene kalmadan biten yemek gibiyim
Alkış tutacak bir serüvenim yok
Fırsata çevrilen yarım akıllı gidişlerin
Berduş seferiyim
Son bir çareyim
Çaremde sigaraya tutsak
Bir tütün...
Yuttuğum Cuma
Kazanılmayı bekleyen Perşembeyim
Terim soğumadan daha
Yetimim
Bildirimi heyecanla beklenen umarsızlıktaki solmuş gülüm
İmdadım yok feryada binen
Lavlarda kızarmalık gidişim...
Hak, sınava tabi hercaide
Gündüz, geceye sessiz bitişte
Ben, alışamadığım salonun
Eski eşyalarla döşenmiş
Nisan yağmuruyum
Kendi gönlüme yağan
Şiirin kaçtığı şizofrenik kaçarak evlenmelerde
Nesirin düzmece nazımla şiarıyım
İmzam, kendi gönlümden taşar
Kaç seyirlik son buluşta bütün bir kelimemi yıktım;
Bilmem!
Ünlemim ünümden ayrı bir hecede ünümden taşar
Ben, lambadaki o son ışığım
Umudun bir gözü kör beni gördüğü gecelerde
Sevmiyorum kalbimin çarpmaz bir vitrinde cama değer bir taş oluşunu
Görmüyorum kıymet bileni
Donduğum çizgide
Beni çözmesi gereken
Ayıbı kaçan bir nefer
Hiç'in boşluğa düşen çocuğuyum
Karnım kaybımdan önce benden ayrıldı
Yerim yok göğün tütsüsünde
Yansın bu yalnızlık
Yansın!
Ünlemim ünümden öte
Dilara Aksoy, şiir estetiğinin nasıl çatılması gerektiğini iyi biliyor. Sözcüklere cıvıl cıvıl can katması bundan.
"Yuttuğum Cuma/ Kazanılmayı bekleyen Perşembeyim" çok hoş, şiirin çoğu gibi. Kutlarım kaleminizi, sevgiyle.
Hep okutan, daima dokunan kaleminiz varolsun şairem. Yürek sesinize en içtenliğimle.Saygıyla...
kendimi bilmeyeli en çok kendimi sevmiyorum:)
Yüreğine sağlık arkadaşım.
Sevgiler
DeLi-oĞLan