Yazdıkça Küçülen
aşk kurşun kalem boyundaydı
yazdıkça küçülen
nihayet şarkıydı belki de, hani o son nota basınca o tele
eksilirdi
masalardaki kadehler
sonra ışıklar söner, yarı sarhoş karanlık kahkahalar bölerdi geceyi
o boş meyhanenin
birkaç sandalyesinde, kırık kadeh izleri
dudak kokardı alaca
oysa
hikayesi vardı, akşama yayılırken beyaz örtülerin
soluk değildi henüz lakerdanın benzi
boşalmaya başlayınca
duvar saatinin zembereği
önce fikir gitti, sonra devrim
aşk kaldı geriye roman büyüklüğünde
bir bıçak
bir parçada beyaz yaprak
yazılınca körelen
körelince açılan kalem misali
tamamlanmamış öyküler bıraktık yarına iliştirirken yarım kalmışlığı
korkumuz
sarhoşluğumuzdu
ya düşersek yüreğimizden yalpalarken göğüs kafemiz
basar mıydık
postallarımızın müebbet düşleriyle üzerine
buz izleri mi kalırdı, kaldırımların saçaklarında
ya
küçülür müydük
hani gelecek nisan'ın ilk yağmurlarında ...
ya küçülür müydük hani gelecek nisan'ın ilk yağmurlarında ...
tebriklerimle
👍👍👍
Aşk bu şekli şemali yoksa da nerede ne zaman insanın karşısına çıkar yüreğine yıldırım gibi düşer saati ve zamanı yok...👍