Yekpare Hüzün
Kahredici bir süvari gibi
Kuşan kıvılcım saçan kap kara kirpiklerini
Alevden atlara binerek
Kendi etrafında dört dönerek
Hışımla gözlerime dik gök gözlerini
Özündür kıvılcımı içimde korlaşan közün
Gerisi yangın, gerisi alev
Gerisi yekpare bir hüzün
Huzursuz düşler görürüm bazen
Düşlerime yıldırım gibi düşerken gözlerin
Savrulurken rüzgara elemlerin kakülü
Kaldır yüzünü örten simsiyah tülü
Bir mil gibi gözlerime çek gözlerini
Gözlerin güneşidir ruhumdaki gündüzün
Gerisi zifir, gerisi ayaz
Gerisi yekpare bir hüzün
Takvimsiz tarihlerden beri
Hüzünkar kirpiklerimin arasından
Paslı bir ok gibi ruhuma saplanmıştır
Belki biraz canım yanmıştır
Elindeyse gözlerimden sök gözlerini
Ruhuma yıldırımlar düşürür gök/yüzün
Gerisi fırtına, gerisi sel
Gerisi yekpare bir hüzün
Gün gelip sahaflara düşse de
Adına yazdığım melankolik şiirler
İsmine bulaşmış bütün kalemleri kırıyorum
Bağıra bağıra yine yeniden haykırıyorum
Yalan dünyada unutmam tek gözlerini
Burası işte tam burası bittiği yerdir sözün
Gerisi laf, gerisi boş
Gerisi yekpare bir hüzün