Yeni Ahit
kefenimi ten ile besle zaman
avucuma kum kondur
yarından kazınıp kubbem
tarihtir çukuruma dolan
göğe uzadıkça gölge
yağmur serpildikçe yere
kafa sivrisinden parmak ucuna
kaya yontuğu üstü kavis
ışığın hükmünün geçmediği
günah kadar eski bu lisan
toprağa harcımı kat
suyumu havaya uçur
tetik düşürsün harf
ecele verip hisse
üstüme biriksin kentler
ah kadar eski bu lahit
hazine haritalarında imli
çalmak için ellerinde/kini
kavruk beden zincirli ayaklar
hak kadar eski izler
teker çevirir çark döner
varil için var/diye
topraktan emme denizde kuleler
işgale demokratik gerekçe
Karun kadar eski meseller
zeytin dağından duvara akar ağıt
mescit altı/n tünel kazıp
ezer Ebrehe'nin fili çimenleri
sessizlik kadar eski ahit
( kafatasıma gömülü olan biten
çalkandıkça gözde nem
neden derim neden?
götürebileceğin kefen iken )
şiir değildir sadece güzellemek
olan bitene taş değdirmek
Adem kadar eski Havva kadar yeni
sevgi yeşertmek
yüreğine sağlık abim
👍👍👍