Yeniden Yaşıyorum Çocukluğumu

Anne;
Bir çarşamba sabahı yeniden yaşıyorum çocukluğumu
Elimi evden alıp kaçarak,
Yeniden sokuyorum oluğun buz gibi sularına
Dirseklerime kadar ıslanıyor kollarım
Şapkam yine düşüyor oluğa varana kadar
Ama dönüpte almıyorum
Biliyorum yaşımca çocuk değilim ama
Bildiğim bir başka şey daha var ki;
Oda hala hala senin gözünde
O evden kaçıp oluğa gittiğim yaştayım
İşte onun için;
Birazdan beni bulamayınca,
Senin koca dananın olukta oynadığını anlayıp,
Arkamdan geleceğin için şapkamın düşmesine bile aldırmıyorum
Babam sabah erkenden yine traktörle çim kesmeye gitti
Betonlar soğuk oturup oynarken hasta olmayayım diye
Yine sabah uykusunu bölüp çıktı yukarı tepelere
Canım Babam...
Göğsüne vuran sabahın soğuk rüzgarına
Hiç aldırmadan gidiyordu traktör üzerinde
Giderken gördüm römork'a bel, kürek koyuyordu
O gidince bende fırladım evden
Merak etme kül tablalarının diplerinde kalan külleri,
Akşam içilen çayların bardakta kalan posalarını yemeyi unutmadım
Şimşek arkamdan havlasada
Geçenlerde kulağını kırdım severken
Oda; belki öbürünü de kırar diye gelmedi peşimden
Biliyor musun Anne;
Arkadaşım hala dedesinin taptığı tahtalarla
Oyuncak diye oynuyor
Babamın bana aldığı oyuncak traktörüm kırılmıştı ya
Onunki hala pırıl pırıl duruyor...
Bir an içimden onunkini alıp eve getirmek geldi
Sonrada yiyeceğm otuzaltı numara
Terliklerini düşününce vazgeçtim...
Aslında niye almadım biliyor musun
Sopa yememek için değil
Keşke hep sopa atsan...
Ananın vurduğu yerde gül biter
Almadım...
Çünkü; o tahtalara değer vermiyor
Verseydi çoktan oda kırardı
O biliyor, eğer onu kırarsa bir daha öyle bir oyuncağı olmayacağını
Onun için bu kadar özenle saklıyor
Oysa ben değer bilmiyorum anne bilmiyorum...
Şimdi özendim ona biliyor musun
Kimbilir benim gibi bir çuval oyuncağı olsa
Ne yapardı? diye düşündüm
Ama inan ki , oda benim gibi kırardı anne kırardı
Baba!!!
Baba...
Geldin mi?
Traktörün sesini hiçduymadım
Yakariye fala dalmışım herhalde
Oooo.. Çimleri çoktan sermişsin
Annemde toprak elletmiyor zaten
Boşver olsun...
Biliyor musun? Çingeneler yine çadır kurmuşlar derenin oraya
Bende bugün gidip yine ekmek istedim
Ama yine yavan verdiler
Ve bende utanmadan buna yağ sürün dedim
Ve ben yine çingenelerden ekmek yedim Baba
He birde dün aldığın sigaralarını fazla arama
Fazla uzakta değiller
Yine yüzümde patlatacağını bile bile
Su dolu güğümün içine deptim hepsini
Sigaralar yüzümde patladıkça yüzüm şişecek
Şişsin aldırma...
Çünkü oralarda yeni kırmızı güller bitecek
Yalnız;
Evimizi yıkmışlar, yerine müdüre ev yapmışlar
El arabası tekerlekli bahçe kapımızı
Şimşeğin kulubesini,
Senin üzerinde oyun oynamam için döşediğin çimlerimi
Hepsini kaldırmışlar
İstasyondaki oyncakçıda kapatmış dükkanını
Artık galiba çocuklar oyuncak için
Benim gibi yatmıyor yerlere
Alim dedenin danaları da kalmamış mandırada
Oda alıp başını memleketine gitmiş
Yani senin anlayacağın,
Bizden kimse kalmamış Baba
Bizden kimse kalmamış...

17/05/06

16 Ağustos 2008 9 şiiri var.
Yorumlar (2)
  • 16 yıl önce

    sevgili Esat okuyunca duygu yağmuruna kapıldığım en güzel şiirlerden bi tanesiydi. İnsanoğlu büyüse de o içindeki çocuk hep küçük kalıyor demi.Bazen gelip yokluyor, unutturmuyor kendini.Keşke hep orda kalabilsek,en büyük dertlerimizin oyuncakların kırılması olduğu yıllarda...yüreğine sağlık.

  • 16 yıl önce

    tüm güzellikler ve sadelikler,duyguların en temizleri eskide kaldı,herşey anılarda kaldı elinize yüreğinize sağlık