Yeter

Ey, cihan-ı erbaa'nın da cibah kazılmış ablukada ki gün/eş
Mishar-ı bilbenan yar/e, aksa-yı meratip ile bana ağuç açan
Bi lisan-il arz da dahi cankişaf kelamlar ile beni azurdedil bir izan-ı rüba eyleme
Medcezir de ki bikarar ile ömrü(mü) berhemzen eden mahveş
İnkar etme! (Sen) Bi kayd-u şart ile sevmedin (ben gibi)
Cam-ı zerrin içinde de sunsam biadilin, sana dilbeste bu dilberi
Cezzar bir nigahban edasıyla nazarında, bilirim anbean bedfercam bir aşufteyim
Nar-ı beyzada riyakar civanpesend görünüşüne aldandığım
Ahnas ile doğan civan-namert gün/eşim
Bak, perde-i cumud ile yine cima ettiğin hemfiraşlarının beyna hümasındasın.
Minnel arşş illel ferş de arz-ı didarına itibar istersen
Beyhude yere bekleme ba'beyn de
Her-dem ebed-i güven ile Beyt-ül Maktis de civan-parelerine bakanına koş
Hayaller(imi) ç/aldığın YETER,
Ahde vefasızlığa bahaneler YETER
Dilazar kelamlar ile dimağı(mı) durdurduğun YETER.
İspata hacet kalmadı, ayan beyan delalet-i zatiyelerine bizah ulu can(ım)an YETER!
Yetmez dersen, ber vech-i ziri ahbar edeyim sana
Cehlistanından kalma bakiyye-i asarın ile o ezhara
Ahir ömrün de düşürdüğün ( günkü kadar) talak-ı bayinin vebalindir.
Ba'dehu ise kabz-ı ervaha memur gelene kadar
En büyük günahın (benim ile) bekasız kalan aşk bazinindir.
Sakın ola ki itiraz etme,
Hangi duha vakti( sen) beray-aşk deyip pervasızca(ben gibi)duhen-u hart-ul kadat a gark oldun?
Sanki asl-ı meyyitmişsin gibi ayn-üs suhtta huş ile avdet eyleme
Gönül kapından süzülüp beyt-ül aşkında bunca zamandır edebimle misafirinim
Ab-ı revan misali, peşin sıra diyar-ı gurbeti mesken bilip gelenim
Sayende bikes kalan gözlerime cevf-i leyl de dar-us sıla ç/ekenim
Unutma; Hak helal de olsa, arrafın bala pervazda Simurg dediği bed-ul nebud muciznüma gün/eş
Senden olana ezel de akikalar adamış, , e'lan da ise sekla bir dilberim
Açtığın nice cerihalar ceberut benliğe YETER
Çesm-i geriyanımdan akıttığın zehr YETER
Ah-u fizarıma abel basarım da alayiş ile canhıraş ettiğin YETER
Yetmez dersen, araftan beşaret edeyim sana
Ahiyyen Şerahiyyene and olsun ki;
Dar-ul ikab ettiğin onca cerihalarımın şehadetin de ki Habib-ül Bekain
Sorsun senden yevmün ahere bırakmadan, mahşere sakladığım o hesabı!

26 Şubat 2013 58 şiiri var.
Yorumlar (1)
  • 11 yıl önce

    Osmanlıcayı insanlarımıza sevdirmek, kaybolan zengin derin anlatım tekniğinin bir parçası olan, alışılmışın dışında bir dille sitemlerin, şikayet ve patlama noktası oluşturan sevgilinin bir dönem öncesi insanlara şikayeti. Belkide basılacak o dergi için yeni bir malzeme-i humayun desek hiç abartmamış olurur. Aslında eleştirisel olarak burda bir tezatta var... eylem-söylem bütünlüğü adına, takdir-i şayan bir çalışma emek. Ama aşığın maşuğa mı yoksa önemsenilen, yüceltilen birc varlığa mı yapılan bir emek orası muamma işte. Ezcümle, sonuçta takdir edeni çok bir çalışma, "dikkate almaya" maşuğa inat.. Tebrik ederim şairim yüreğiniz, gönlünüz diliniz susmasın...