Yıldızlar Düştü Gökyüzünden
Yavaş yavaş gidiyordum bulaşacağımız yere
Bunca seneden sonra tepkin nasıl olacaktı,
Düşünüyordum anlamsızca
Tarif ettiğin yere gelmiştim
Gözlerim seni aradı, henüz yoktun ortalıkta
Zaten karanlıktı etraf
Kahpe gece gene nasıl bir oyun oynayacaktı
Sevilme fakiri yüreğime
İşte geldi esmer saçlım ela gözlüm
Yıldızlar düştü gökyüzünden esmer saçlarına
Ben öyle bir sarıldım ki ona;
Darağacına giden bir mahkûmun
En yakın dostuna sarıldığı gibi.
Sevenleri birbirinden ayırırken döktükleri
Gözyaşları gibi akıyordu gözyaşlarım.
Nedenini bilmediğimiz bir şekilde
Koşmaya başladık haylaz çocuklar gibi
Yaşlı bir çınar ağacının altına oturduk
Hangimizin daha çok özlediğini tartışıyorduk
Ve ben beynimdeki bütün düşüncelerimin kapılarını kilitlemiş
Sadece sana ait olan kapıyı açtım
Yüreğim körük, ağzım kürek
Seninle ilgili düşüncelerimi alevlendirip
Beynine savuruyordum coşkuyla
Eski dostum yalnızlık, zamanla kavgaya tutuşmuş
Bizim için birkaç saat daha kazanmaya çabalıyordu
Ben ise gözlerinin içinde devri aleme çıkmıştım;
Bir arının çiçekten aldığı mutluluğu; dudaklarında
Irgatların tarlalardan topladığı pamuğun yumuşaklığını; ellerinde
hissediyordum
Ve bir arkeologun antik bir parçaya dokunduğu kadar hassas bir şekilde
okşuyordum vücudunu
Kahrolası zaman, güneşi sırtına almış
Bu kez mükemmel bir oyun oynayan karanlığı kovalıyordu gaddarca
Karanlık kaçarken esmer saçlarına düşen yıldızları topluyordu acımasızca
Engel olamadım, olmakta istemedim
Belki de yarın başka çiftlere yaşatacaklardı bu güzel duyguları.