Yılmaz

YILMAZ
(22 yaşında kanser hastalılığından keybettiğim Teyzemin oğlu Yılmaz Özbay abimin anısına)

Köyün en delikanlısı en yiğidiydi
Selvi gibi boyu çakır gibi gözleri vardı
Köy meydanından geçerken
Bütün kızlar camlardan bakardı
Aslan'dı,mert'ti, can'dı
Teyzemin oğlu Yılmaz'dı

Köy meydanında toplandık
Davullarla zurnalarla uğurladık
Vatan burcu namus burcuydu
Eş dost akraba arkasından ağladık

İyide yere düşmüştü
Yüzümüz gülmüştü
Gündür gelir gecer dedik
Hep sabırla bekledik

Birlikte rahatsızlanmış birden
Hasteneye kaldırılmış aniden
Birşeyin yok demişler
Birliğe geri göndermişler

Hasteneden bir rapor gelmiş
Komutan bile gizlemiş
Hadi Yılmazım kıyağım bu sana
İki hafta izin vermiş

Otobüsü gelmeden kara haberi ulaştı
Köye bir kara basan bulaştı
Susmatı itler birbirine dalaştı
Yediden yetmişe ağlaştı

Hemen acil tedavi ettirin
Şakası yoktur kanserin
Askerlikten terfi edilmiştir
Kendisi bundan habersizdir

Yıkıldı birer birer ocaklarımız
Kış gelmiş tütmedi bacalarımız
Başında kuran okudu hocalarımız
Eriyordu günden güne Yılmazımız

Yirmikisinde verdik kara toprağa
O gün bu gündür ciğ düşmez yaprağa
Yüreğimiz hep bir yarım hep bir yoksun
Yılmazımız sen ölmedin yüreğimizde yaşıyorsun

Aralık 1995

03 Aralık 2008 103 şiiri var.
Yorumlar (3)
  • 16 yıl önce

    kusura bakmayın ben beyenmedim ruhu sad olsun ama yani işteee.......

  • 16 yıl önce

    pek şiire benzemiyo gerçekten nedir bu😥

  • 16 yıl önce

    😊😊 nedenir ki sayın özdemir ruhu şad olsun toprağı bol