Yine Bahardır Deyip
ve hep öyle dalgın
yaralı bir dildir yalnızlığım...
ki,
gözlerimde susarken yangınlarım
gün saçlarında ağaran geceye bilenir aynalar...
suçüstü yattığım vakitlerde alnımı karışlarken sessizlik
peşinden acıya ayarlandı uzak türküler
çağlayan ağacın dalından düşerken gölgeme
ne çok kadındım
ne çok deniz
solgun duvarlarda
öyle ki,
cilvesi yüzüne vuran harmanım
hayallere..
aklımda dağılırım
kıyılara vurmaz
bedenim
gök susarken özlemlerime
gürültülü inançlarımla yağacağım
toprakla oynaşırken
sabahın gözüyle beni uyandırma güneş
ilkin gülüşlerimi topla karanlıktan
hızla dolsun sevişmeler terkedilmiş kan çığlığa
topuklarımdan sızmasın gitmeler
her köşede özlü çamurum
tenimden sıyrılan ağıtlarda parçalanırken takvimler
taşlar kadar soğuk odam ve
ateşim yoksul
aya bakan pencerelere yakın dualar
uçurtmama takılan sevdanla kaç düşlere yanacağım..
yaşıma gelmeden bozup tövbelerimi dilimin imbiğinden
eteğimden mısra mısra dökülsün siyahlar
çocuk sevinci bir sabrın şarkısıyla irkileceğim..
yine bahardır deyip
buz söylentilerin ötesine umudu kurup
taze taze soluyacağım var gücümle coşkuları
çözülsün yorgunluğun yüklü izleri
gecenin mor aralıklarından
göçebe döşeli saatlere kamburlaşan ölü kuşlar
size masum yer edinsin su altında direnmeler
ayakaltından kalksın gözyaşları
dargın çiçekler sulansın ak ellerle
yeryüzüne çoğalacağım
ahh...
nicedir beklemiştim bu kara bulutlarda gizimi
dünü gün yaptığım kandil ışıklarında
seni tanıyorum yaşam
söndürsün elindeki hüznü rüzgarlarım
ses olacağım evvelsiz gecikmelere
öldür ayaz salıları kalbim
cinayet işlesin ruhum
yeniden doğacağım
...