Yine Gidilir

Bulutların koyuluğuna bakmadan güzelliğini açmış
Her adımda keşfedilmeyi bekleyen bir hayat sanki
Denizin griliğine aldırmayan rengarenk huzur durağı
Çamların kokusunda buluşmaya hazır iki çift gözü
Karşılamaya hazırlanmışlar bekler durur
Bulutların gölgesi vurmuş olmasına rağmen
Apaçık meydanda sırıtır bakabilene
Arada bir çıkan güneş parıltısını cilalamış çıkagelir
Yarattığı coşkunluk sadece gözlere değil
Yüreğe de vurur
Susuzluğunu çağlayanlarda akıtmak isteyenler
Burada bulur kana kana içilen meyini
İsteyen ruhunu beslesin isteyen üflesin neyini
Tasavvuf kadar usul gül kadar narin
Sanki deniz unutmuş deryalığını sus pus
Dinginliğine kapılmaya gönüllü bir sürü bedeni
Koynunda saklamaya yeminli
Koca dağın eski efesi kadar mağrur bekler seni
O meşhur ezginin çınlamasına kapılanların
Bir daha bir daha uğramasına mecbur edilir
Birleşen elleri birbirine tutsak ederek yolcu edilir
Oraya yine gidilir, yine gidilir.