Yitik
akşamdan sabaha bir hüzün çöker
gönül çırpındıkça batağa çeker
yetim yürekliler boynunu büker
ezeli yaraya bulunmaz derman
sensiz gecelere kahır yazılır
gök kubbe yırtılır mezar kazılır
yıldızlar kaydıkça ruhum üzülür
mahşerin üstüne kurulmaz meydan
rüzgar üfledikçe başlar bir telaş
yakar bir kıvılcım sönmez bu ateş
dokundukça yakar o kızıl güneş
sular durulsa da durulmaz zindan
yine şiir düştü gamlı geceye
bil ki tutsak oldum üç beş heceye
devleşince matem döndüm cüceye
el ayak kesilir dirilmez kurban