Yokluğun Süsüm Olsun
Varlığın hüznüm oldu yokluğun süsüm olsun
Gök yarıldı yer çöktü ruhum böyle yıkıldı
Sensiz geçen her günüm kederim yasım olsun
Kalbimin gülü soldu yaprakları döküldü
Gönül sancağım düştü yokluğa yürüyorum
Cehennem ateşinde git gide eriyorum
Aşk sofrası kurulmuş ziyafet veriyorum
Gamsızlığın yürüyüp baş köşeye çekildi
Açılmayan kapılar gidilmeyen yoldayım
Oysa zannetmiştim ki ben sendeki soldayım
Pusulamı kaybettim bir bilinmez haldayım
Sanki sol tarafıma prangalar takıldı
Doğmamış bir güneşe uzanır gider yolum
Vazgeçmeme eylülü günüm ayım ve yılım
Ümitsizlik şafağı yine kırıldı kolum
Toplandı tüm hayaller birer birer yakıldı
Yüreğim daralıyor duygularımsa kırgın
Ruhum bedene kustü bedense ruha dargın
Zihnimin kör noktası unutur belki bir gün
Son sözün bir mıh gibi sol yanıma çakıldı
İbrahim değilsin ki ne adak adıyorsun
Kul Garib'im sus gayrı isyan mı ediyorsun
Gözümün bebeğinden özgürce gidiyorsun
Giden gider de kalan iki büklüm büküldü