Yokluğuna Şiir
Nâlan'a ...
gece karanlığı saklarken yıldızlardan
türkü tutturmuş gidiyordu deniz
serde mavi dalgalara küsmüş
hüsran makamında bir sancı
sancıda gözlerin yorgun bir çocuk gibi
aşk gibi ısıtırken içimi
ben olmazların delisiydim aslında
gerisi bozuk bir ölüm şimdi
gidenler emanet bırakırken hışımla
git demenin cüretini taşıyorum yavrum
eli kulağında bir ayrılık
dolaşırken sokaklarda el ele
göğüs göğüse savaşırken asker
toprağın suçu değildir ihanet
rıhtımda bayraklar hoyrat
korkak bir zaman ertesinde
çeker gider azrail bahçesinden leş kargalar
düğün cenaze evinde
oysa yoksun sen
yeminlerimde kefil olan kefaret yok
sen yoksun
işte damarın kanı kovduğu demdir
demdir kızılında yanakların busesiz
bütün bir hayatın parçalanmış öykülerinde
ben seni kaybettiğim yerde ararken
biliyorum
uzakların yakın makamındasın sen
buram buram hasrette özlem
dilimde bitmeyen namelerde söylenen
bir o kadar güzel
bir o kadar da yoksun sen ..!

