Yokluğuna Yıkılır Günlerim
her şey eskisi gibi olmayacaktı
bu şehirin dar acıları vurur
benliğimi
acıların eşiğine kalan turnalar
bu şehirde sen yoksun
yokluğuna yıkılır günlerim
yinede uzakta kalışına
dağın yamacında kalplerimiz çarpışan yüreklerde
halen soruyorsam
halen yokluğuna alışmadıysam
bir şey var
seviyorsam
seni sonsuzluk dinginliğinde bulduysam
dağ yamacında ahşaplı evde düşlediysem
hala ruhuma sarılıysan
yokluğunda varsan
yoksan
varsın bir ömür
kurda kuşa yem olsanda
kendi ellerimle gömecektim
toprağın derinine
ölsende elveda demeyecektim
oysa ölümün
hasretliğini kapatamaz
sözlerin gözlerinde paklarken
gün görmez zaman içinde
hasretine kalan içimdekini aldın
yoksan yokluğuna k/anarım
ipler tek tek kopuldu
özlemim kalsada gittiğin yerlere
beklerim sen gelirsin
yokluğuna yanar günlerim
sen gürbeti ben sılayı
derin kuyularda ararken
seni duymaz olurum
karanlıklar içinde
gözüm gözlerine
özüm s/özlerine
kaldığım
yokluğuna yıkılır günlerim
_kara günün sevdasına.
15/07/11 Karataş
*her insanda iki yüzün karasını sevdim/buda benim ilhamım olsun*